aşkın alevinde yanıyordu yüzün
yağmurun kızı, diyordu sana herkes
güneş, dudaklarını ısırıyordu, görmüştüm
mavinin ıslak tarihinde bulmuştum seni...
üşüyen ellerindi, üşümüşlüğümü örten
aynaların bittiği yerdeydi güzelliğin
gecenin nemli göğsünde ıslanıyordu yüzün
lacivert şafakların kızıl ufkunda
fırtınanın sesiyle kaçıyordun
dönüşü olmayan denizlere...
güneşin yüreğinde isyan bayrağı açan
zulme karşı direniş ve zafer destanları yazan
gizemli bir ülkeden geliyordun...
lacivert gözlerinde
şarabın gizemli gülüşünü gezdiriyordun
deniz kokulu ormanların yeşilinde çoğalarak
güne düşmüş mevsim gibi dans ediyordun...
şimdi
sevginin yeşil kıyılarında kayboluşunu anlat
dudağında sarı bir kuş gezinsin,
son martların ayak izlerine basarak
çekip gideyim, bu yakamozlar şehrinden...
estetik güzelliğin, biriksin avuçlarımda,
daracık sokakların ıslak kaldırımları
konuklasın küçük ayaklarını, övüneyim
ve şiirlerimden fışkıran sıcak gölgeyi
kış mevsiminde üşüyen kızıl tenine süreyim...
Kayıt Tarihi : 6.12.2023 17:14:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sevginin yeşil kıyılarında konuk olan yabancı bir sevgilinin, seveninde bıraktığı anıların, izlenimlerin coşku dolu yansımaları...

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!