Ruhum olan bir eskici, tanırdım eskiden. Ruhum olan ve aslında ruhsuz…
Şarkı söylerdi, elinde gitarı salınırdı kapkara bir gecenin ucunda. Çoğunlukla ıssızdı ya da ıssızlıkta kalmıştı…
Öyleydi, böyleydi ama güzel gülümserdi be!
Kara bir pencerenin ardındayken, çok da düşünmemiştim onun ruhsuz oluşunu. Seviverdim gülüşünü, benimsedim gözlerini.
“Issızmış, ruhsuzmuş “ dediler. Dinlemedim, hatta hiç istemedim dinlemeyi. Duyabildiğim, duymak istediğim sadece onun sesiydi…
Hiçbir şeyden çekmedi dünyada
Nasırdan çektiği kadar
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah'ın adını,
Devamını Oku
Nasırdan çektiği kadar
Hatta çirkin yaratıldığından bile
O kadar müteessir değildi;
Kundurası vurmadığı zamanlarda
Anmazdı ama Allah'ın adını,



