Susup yalan tavırlarla sana bakmak daha mı iyiydi sanki? Sen bencilce davrandın sadece farkında değilsin. Hiçbir zaman olmayacak bir masala başladın sen, mektuplar yazdın aşktan saklanan. Gördüm, görmezlikten geldim. Sordum, inkâr ettin. Duymazlıktan geldim. En sonunda sen benim sözüme geldin.
Zordu belki, akan suyu durdurmak. Ben su, sen garip çocuk. Önüme bir bent yapıp yönümü değiştirmek istedin kendince. Oysa ben yolumu çoktan seçmiştim. Coşkun bir ırmak değildim belki, inadımı kırarsın sandın kendince. Benim yolum belliydi çocuk. Sonsuzluğa karışmak tüm istediğim. Büyük mavi beni bekliyor ufukta, açmış kollarını. Gidişime kızmayacağını söylemiştin oysa, kenarda oturup beni seyrederken. Sen de bana yalan söylemişsin aslında.
Şiirler yazıldı aşkın kenarından geçen. Geçerken, akarsuya düşmüşsün meğer. Ben çekmedim seni unutma sakın. Taşlara takıldın belki, ayağın kaydı birden.
sırt çantalı bir duman gibibir melekle çarpışan kelebeğin kanadından dökülen toz
bir çağlayanda sürüklenen bir dal parçası gibi
istemediğimiz yerlere giderse aşkımız sevgilim yalnızca kanatlarına güven
kendi yarattığımız boşluğun ucunda sıkı sıkı tuttuğumuz bir kapı koludur yaşam
ve aşk, en derin kuyumuza düşen keman yürüdüğümüz yollar daralırken