İki delikanlı genç, biri çelimsiz hayli.
Âşık öbürüne, hattâ olmuş tifturûnî.
Her zerresi titrer görünce, vurulmuş belli.
Bu nedir rabbim, nasıl bir aşk-ı eflâtûnî?
Aşkından eylemiş envâi çeşit riyâyı.
Başvurmuş her yola, gerekse gayrikânûnî.
Aşkından olmuş âmâ, görmez hiçbir ziyâyı.
Olsun, açıktır kalp gözü; görür o derûnî.
Öbürü ise hissetmez onu celâlinden.
Avunur şöhretiyle, bilmez ki aslen sûnî.
Epeyce kakavan lâkin belki melâlinden,
Çünkü o da meçhul bir âşık-ı eflâtûnî.
Bermûtattır bizimki, aramaz bir kurtuluş.
Ceffelkalem bir kader ister, hem de altûnî.
Halbuki pek muğlak yazgıdır vazıh mahvoluş,
Yâni hayat denen bu sakil baht-ı kuzgûnî.
Öteki kibrinden olmuş, eritilmez çelik.
Sanırsın ki kırk yıllık merdümgiriz birûnî.
Bizim genç âşığı görünce, taslar efelik.
Müstehzî davranır, nasıl olsa bu kânûnî.
Aydınlık çıkması için beklerler bir necat.
Şekvâ ederler, bu nasıl aşk-ı eflâtûnî?
Hiddet ile çekerler keskince sert bir polat.
İntihar eder, bir çift âşık-ı eflâtûnî.
Furkan Enes Abça
Kayıt Tarihi : 4.2.2024 08:37:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Sizden ricâm şiiri okurken, anlamını bilmediğiniz kelimeleri geçtim bildiğiniz kelimelerin dahî anlamlarına bakıp okuyunuz. Nasıl olsa, şiir ayrıntılarda gizlidir... Bu şiiri yazmam, verdiğim sözleri tuttuğumun göstergesi olarak yeter de artar bile. 18.01.2024 - 04.02.2024 14'lü hece ölçüsü.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!