Sana kalınmışlığın fırınında aşka ekmek çıkardım. Un ile sen arasındaki beyazların
mirasçısı oldum.Kendime konuk oldum. Sen geldin. Gözlerin yoktu,sözlerinin gözleriyle konuşup ağladın.
Damlalarını yudumladığım seyr-i aşkına betimsiz özlemler ekledim.
Sordum sana dokunmak aşk mıdır ki? Dokunmaktık kapılar gibi aşklar yaşamaya başladık bizim ki de aşk mı acep.
*Metrik bir rüya denedim gündüz uykularında. Rüyama bile gelmeyi tenezzül etmiyorsun.
-Bu bilinçaltımlarım çok olmaya başladı. İnsan her gece seni getirmez mi rüyalarıma.
Dönülmez akşamın ufkundayız.Vakit çok geç;
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan
Devamını Oku
Bu son fasıldır ey ömrüm nasıl geçersen geç!
Cihana bir daha gelmek hayal edilse bile,
Avunmak istemeyiz öyle bir teselliyle.
Geniş kanatları boşlukta simsiyah açılan
Ve arkasında güneş doğmayan büyük kapıdan