Seni yaşamak, bir masalın sonunu bilmemek gibi. Seni yaşamak, bilinmeyen bir şarkıyı bağırarak söylemek gibi. Seni yaşamak, amber kokuları arasında dans etmek gibi. Yanacağını bile bile ateşe dalmak gibi. Issız bir gecede, ateş böceklerinin ışıltısıyla aydınlanmak gibi. Sana tabi olmak, böyle bir şey işte.
“Yaşamadım, bilmem” diyemezsin. Kokunu duyup da koklamadım, nefesinle ciğerlerimi doldurmadım da diyemezsin. Başucunda duran kitaptır, aşk. Geceleyin, denizin som yeşilini fark edip, dalıp dalıp gitmektir. Yakamozları saçlarına takıp izlemektir. Usul usul kanına işlemektir. Derin uykulardan uyanıp, bir daha hiç rüya görmemektir.
Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.
Devamını Oku
Meçhule giden bir gemi kalkar bu limandan.
Hiç yolcusu yokmuş gibi sessizce alır yol;
Sallanmaz o kalkışta ne mendil ne de bir kol.



