Aşk, bazen bir ses olur,
hiç duymadığın bir dilde seni çağırır.
Bazen tanımadığın birinin gözlerinde
yıllardır özlediğin evi bulursun.
Aşk, her zaman güleç yüzle gelmez.
Bazen bir vedada çıkar karşına,
biri gider, sen kalırsın—
ve anlarsın ki
aşk, orada kalabilme cesaretidir.
Bazen bir çay bardağında buhar olur,
bazen bir mesajda üç nokta…
Bir omzun kıyısında ağlamayı
bir yabancıya öğretebilir.
Aşk, bazen sana benzemez.
Çünkü aşk, senden farklı olanı
sevmeyi öğrendiğinde başlar.
Benzerlikte huzur,
farklılıkta büyü vardır.
Aşk, herkesin sandığı gibi
hep gökyüzü değildir.
Kimi zaman yerin dibidir,
birlikte çıkarsın karanlıktan.
El ele,
ama kendi yolunda yürüyerek.
Aşk, tek bir resme benzemez.
O, her ruhun tuvalinde
farklı fırça darbeleriyle şekillenir.
Aşk…
Beklenmedik anda gelen bir rüzgârdır bazen,
bir dosya kapağını aralarken yüzüne çarpar —
ve sen, o an bütün geçmişini
başkasının gözbebeklerinde tekrar yazmak istersin.
Aşk…
Çocukken sevdiğin bir şarkının
yıllar sonra sokak ortasında çalmasıdır,
ellerinle ördüğün hayallere
bambaşka bir sesin karışmasıdır.
Aşk, bazen bir vedadır.
Birinin ardından bakarken fark edersin
onu ne kadar sevdiğini.
Çünkü bazı aşklar,
ancak ayrılıkta konuşur.
Aşk, tahmin ettiğinden çok farklı gelir.
Bir tebessümde saklı olabilir,
ya da gece uykusuz kalan
bir yabancının sana attığı tek bir mesajda.
“Ayaktasın mı?”
İşte bazen bu cümle kadar sessizdir.
Aşk, şekil değiştirebilir.
Bugün dizine başını koymak isteyen biri,
yarın yüreğine hançer saplayabilir.
Ama o hançerin yerinde açan çiçek de,
yine aşktır.
Çünkü aşk, acıyla da büyür,
acıya rağmen değil.
Aşk;
birlikte susabilmek,
birlikte konuşmaktan daha değerlidir.
Çünkü iki kalbin aynı anda susabildiği
o kısa anlarda
ya sonsuzluk saklıdır,
ya da sonsuz bir veda…
Aşk, çoğu zaman kusurludur.
Yarı kalır, eğrilir, bükülür…
Sen onun için değiştiğini sanırsın,
ama aslında sen,
kendine ilk kez dürüst olmuşsundur.
Çünkü aşk, insanı önce kendine döndürür.
Aşk, tamamlanmak değildir.
Eksik yanını başkasında bulmak değil,
kendini onun gözlerinde kaybetmeden
birlikte var olmayı becerebilmektir.
Aşk, çoğu zaman bir savaştır.
Hem yan yana kalmak için,
hem de kendinden vazgeçmemek için
verilen büyük bir direniştir.
Aşk;
her sabah kahvesine bir şeker atar gibi
birini hayatına katmak değil,
acı kahveyi bile onunla içebilmek demektir.
Gönüllü yudumlamak,
ağzın buruşsa da gülümsemek.
Aşk, bazen sadece bakmaktır.
Konuşmadan anlamak,
dokunmadan tamamlanmaktır.
Aşk, herkesin aradığı ama
çok az kişinin bulduğu o şeydir:
Gerçeklikten kaçmadan,
bir düşe tutunmak.
Ve aşk…
bazen bir dua olur,
bir umut,
bir mektup,
bir suskunluk,
bir hayal kırıklığı,
ama her zaman bir “olma” hâlidir.
O yüzden aşk,
her şeye benzer
ama hiçbir şeye benzemez.
Çünkü o,
senin içinde tanımını bekleyen
en eski, en yeni, en sessiz hikâyedir.
Ve en güzeli…
Aşk, illa “tamamlayıcı” değildir.
Aşk, bazen
“Olduğun gibi ol, ben seni orada da severim.”
diyebilmektir.
Samira SamiraninsiiriKayıt Tarihi : 18.7.2025 05:25:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bazen de hüznün kendisi olup dalıyor yaşamımıza
Bizler yaratıyoruz aşkı sevmek için,sonra peşinden koşuyoruz sevilmek için.Koşarken ve koştururken aşkın peşinden,kim bilir ne öyküler çıkıyor ortaya.O öyküler bazen şiir oluyor. Bizler o şiirlerin her birinde kendimizi buluyoruz .Okudukça aşkımızı tekrar, tekrar yaşarız onlarda
Kutlarım sayın Şair
TÜM YORUMLAR (1)