Mevsim güz!
Bir birine aşina dört yüz.
Oturmuş kumsala, alaca karanlıkta.
Bir sohbet tutturmuş, karanlığa inat, aydınlık tadında.
Ne güzel! Şifa verircesine iyot kokusu.
Nefes çektikçe derinden, hayat buluyor insanın tüm dokusu.
Vız geliyor inan birası, şarabı, rakısı.
Vuruyoruz sohbetin beline, en derinden, birde olmasa karanlık takıntısı.
Deniz mavi, hadi biraz koyu mavi diyelim karanlıktan.
Gündem çok berbat, inliyor halk acıdan.
Yine pusu, yine hain saldırı, ocaklara düşmüş ateş, feryat figan bacıdan.
Sus pus olmuş yetke, niyaz bekliyoruz hacıdan, hocadan.
Oturmuş aşina dört yüz.
Akdeniz akşamında, mevsim güz.
Çoşmak geliyor insanın içinden, dere tepe, düz.
Gündem karanlık, içindeki çoşkuyu süz babam süz.
Hani dedik ya, vuruyoruz sohbetin beline.
Sohbet grift, içimize oturuyor, düşmeyelim el diline.
Oysa ne umutlarla gelmiştik balık eline.
Olta bile havada kaldı, inmedi yerine.
Biz yine de dönelim şiirimize.
Hani olacaktı on dördü, kaldık yine bir birimize.
Dolunayda yakamoz çığlıkları, sözüm size.
Karıştırmıyoruz artık, mehtabı izliyoruz biz bize.
Demiştik ya eskiden, voltran oluştururuz.
Sinerjide cabası.
Bekliyoruz ....., mevsim güz, gerek yok ki kimseye abası.
Bu duyarsızlığa kibrit suyu, hala sürdüren, olsun şam babası.
Saadettin SARI
Antalya 03/09/2012
Kayıt Tarihi : 4.9.2012 02:29:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Kutluyorum şiiri ve sizi Saadettin bey...Nicelerine...
TÜM YORUMLAR (10)