Asık Surat
Güzel bir sabahın intikamını alan bir gece
Meltemlerin buzkesip düştüğü yerdeyim
Pencerem suskun
Gülümsemelerin gibiyim
Yokum
Yokmuşum
Dudaklarımdaki mutluluğu verdim avuçlarına
Bu gece yıktım, yaktım mehtabı
Çok zormuş yokluğun
Kimsesizliğim çıktı yine köşelerden
Hüznümle başbaşayım
Sakın beni sensiz bırakma
Bir daha ağlamayayım
Bu yürek küskündü sevmeye
Yeminliydi, bir daha okumayacaktı sevdayı
Yazmayacaktı
Ateş düşecekti gözyaşlarıma karışık mısralarıma
Her harf hasret kokacak
Hasret damlayacaktı
Haftanın her şafağını ayrılıkla tutuşturacaktım
Her gecesi bulacaktım karanlıkların içinden sevgiyi
Yüreğinden, tam yüreğinden vuracaktım
Umutları katledecekti, etti de uzun bir süre beynim
Bir kez filizlenmeye görsün
Tutup en karanlık hücreye koyacaktım
Bak yine hayata döndü mısralarım
Hayat diyordum hiç de uzun değil
Beklemeyecek, beklenmeyecek, bekletmeyecek kadar,
Üzmeyecek, üzülmeyecek kadar kısa
Ne gerek var gözleri ağlatmaya
Bir kere geldik nasılsa
Nasılsa bir kere geldik
Sevmek yalan, sevilmek hücceten yalan diyordum
Bir gecenin yanıklarındayım şimdi, yoksun
Yanıyorum, her hücrem seni istiyor
Okyanusları döksem de sönmez alevim
Kendi közlerimi üfleyen bir garip rüzgârım şimdi
Çıkardım yamalıklı bohçalardan
Hatıralarıma astım yine asık suratımı
Gelmeni bekliyorum dün gibi, yarın gibi
Kayıt Tarihi : 1.6.2011 18:33:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

TÜM YORUMLAR (1)