Beklemek…
Kömür gözlerinde yarınları beklemek…
Her ayın on ikisinde,
Saat sabahın dördünde güneşin doğuşuyla
Beklemek...
Yakamozun dans ettiği denizlerde,
Sadece kurşun mu delip geçer kalbi,
Acı bir sözde delip geçmez mi?
Bir kurşun mu kirletir beyaz gömleği,
Tetiği okşayan marifette kirletmez mi?
Sadece kurşunlarla mı toprakta çürür bedenler,
Beden kendisi buna öncülük etmez mi?
Bir şiirsin sen,
Hiç bir kalemle yazılmayan,
Şairin kağıda dökemediği,
Ve hiç bir zaman birleşmeyen mısralarısın…
Bir şiirsin sen,
Hiç bir zaman okuyamadığım…
Çabuk çıkardın yüreğinden,
Daha alışamamıştım yerime…
Kaçırdın bakışlarını,
Yıkık dökük çocukluğumu satıyorum,
Yaşanmamışlıklarla yüklü Salı pazarı tezgahımda…
Çocukluktan kalma süslü düşlerimi,
Kurşun kalemle yazılmış hikayelerimi satıyorum..
Sarı saçlı bebeğimi satıyorum,
Kumşu kızdan arta kalan…
Kendine bile kabul edemediğin
Bazen bir okyanus,
Bazen dibi görünmeyen bir kuyu
Geçilmesi zor inilmesi tehlikeli.
Sonra nedenler ararsın kendi içinde
Sanki bütün bu olanların, Sebebi senmişsin gibi.
Bu kentin aşklarına
Sarıyorum
Bu aralar
İlk olana
Ortaokuldan kalana
İkinci baharı yaşayana
Yarı çıplak yalın ayak
Kime ne kimin umurunda
Bir ben varım sırtımı dayadığım duvarda,
Büyümek mi kimin umurunda
Ne çok dert taşıyor büyümenin yollarında
Hiç büyümeyim kirlenmeyeyim diyorum
Yarımın yarısı
İki dudak arası
Sigaramın yanığı
Kor yürek yarası
Boncuk gözlerinden
Yıldızlar düşer
İki dudağının arasında
Ilık rüzgar
Saçlarına ve
Pamuk yanaklarına dokundu



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!