Bir Anadolu yaşar içimde
Tozlu yollarında yürüdü gençliğim
Fakirliğin dokuduğu biçimde
Garipliğim, sessizliğim, hiçliğim
Uzak olsam da ölüm gibi sana
Bir gün hayalimi alır gelirim.
Düşündüm zamanın içinde boşluk
Yalvaran ellerde gül bırakmadı
Derin denizlerin uzaklığında
Seyri âlem içinde yol bırakmadı
Seher yeli susmuş bülbül figanda
Bahçıvan gülünü kesmeye gelmiş
Mevla’m güldürür mü bizi cihanda
Ölüm sessizliği esmeye gelmiş
Hasret kalbinde oyuk
Nankörlük beyninde ur
Güzellik gülüşüne yük
Gözlerinde gül kurur.
Sonsuz güç sahibi, aklım sınırlı
Âlemler bilmece nizam içinde
Muhtaç celaline ve kudretine
Denge, hayrettedir zimam içinde
Yıldızda nar kaynar gelen ışın ne?
Dalında gül açtı yalan baharın
Kışımdan yazından vaz mı geçeyim?
Yaprağı sallayan beste rüzgârın
Verdiğim sözümden vaz mı geçeyim
Anadolu içinden kaynayan kazan
Sermayem küçük zannımdan,
Ömür sorularla tartıldığı gün
Yaptım desem meçhul yalan
Susmak ruhuma verdiğim ödün.
Al götür ey yollar beni uzağa
Her gün gamlı gönlüm ağlattı beni
Çırpına, çırpına düştüm tuzağa
Bir ela gözlüye bağlattı beni
İsmini söyledim esen yellere
Uzat ellerini Allahın dostu
Yıllar hasret ile gizlendi gitti
Kavuşmak sevginin doruklarında
Dostla hemhal olma özlendi gitti
Islığında sevincim kara trenin
Bu gelişler bu gidişler nereye
Sorulmaz duygusu nedir gidenin
Bu doğumlar bu ölümler Sen diye
Ruha kabzalaşmış bir beden diye.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!