Bir şehit anası mezar okşayıp,
Mahzun gözyaşını döker ağlardı
Dicle, Fırat gibi tükenmez suyu
Mezar taşlarını yıkar ağlardı
Bir damla gözyaşı gönül huzuru
Şu denizler gibi durulur gönlüm
Umutlarla yağar rahmet yağmuru
Rahmette can bulur dirilir gönlüm
Günah bir mengene ruhumda sancı
Şu saltanat devir devran
Uçup giden bir kuş gibi
Feleğin aldatan yüzü
Her yalancı gülüş gibi
Kar beyazıdır günlerim
GURBET
Ürkek ve korkulu çıktık sıladan.
Baktım adımıza gurbet yazılmış.
Gönlüme sorarsan burun sızısı.
Yıllarıma kanatlandı
O eski zamanlarım
Sevdiğimi gösterdi
Şimdi var olanlarım
Gelmeze gittiler andığım günler
Sabır dokuz ay on günde
Şefkati ölümden önde
Her evlat annesi için,
Duygusu aynı yönde
Melek yüzlü çocuklar
Kalpleri zambak saklar
Ayaz yüz al yanaklar
Gül bahçeleri kokar
Uzakta garip bir yer
Sen yarattın âlemi
Gerisi yalan gelir
Her şeyde sanatın var
Aklıyla bulan gelir
İnsana ilim verdin
Yavuz dünya küçük derken
Şahsına dövünmek düştü.
Aczin batağında bize,
Ecdatla övünmek düştü.
Kaç bayram gurbette içimde sızı
O eski bayramlar nerde kaldınız
Hayalim bir kaynak ab-ı hayatlı
Vuslatın aşkıyla derde saldınız
Kalbim yalnızlığa hep boyun eğer
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!