O kadar çok acıyorum ki,
En çok sevdiklerimin acısı bu...
Öyle bir gerçekçi acı ki,
Mumları, kalbimde ikamet edenlerin,
Bırakın sönmeyi, yanmıyor bile...
Bir yoklama alalım bakalım kimler mevcut?
Düşünce özgürlüğü? - Yok!
Rahat yaşam? - Yok!
Gerçekleşen hayaller? - Yok!
İyi bir gelecek? - Yok!
Gözlerime geceydin sen...
Ne zaman karanlığın çökse,
Uykusuzluk nöbetine sebeptin...
Biz seninle bi vapurun iki bankıydık.
Sırtlarımızda sayısız yolcu taşıdık.
Az mı fırtınalı günler yaşadık?
Kaptan rotayı şaşırsada, hep karşı karşıyaydık...
Hakkını yiyemem çok güzel gülerdin.
Gözümü ayırmaya kalksam ihanet ederdim.
Şimdi seninle beraber Eminönü vapur iskelesinde olmak vardı.
Uzun boğaz turuna iki bilet alıp denize açılmak ne güzel olurdu.
Şehrin gürültüsünü trafiğini derdini belasını unutmak ne kelime?
Sen yanımdayken ben bile aklıma gelmezdim ki.
İki çay iki simit söylerdik denizin ortasında yalılara bakarken.
Çayları biz içer simitleri martılarla paylaşırdık.
Hayat biraz ufuk çizgisidir aslında.
Anca ona doğru yürüdüğünde ardında ne olduğunu görebilirsin.
Ona doğru gittikçe görür,
Gördükçe öğrenir,
Öğrendikçe gitmeye devam edersin.
Aldırmamalısın ayağına batan 'can' parçalarına!
O kadar çok kelime kemirir ki içini,
Sırf duygularını ispitlememek için yine susarsın!
Bakımını yaptığım takamın motorunu çalıştırdım,
Bilmeden rotamı, yüzdürdüm deniz aşırı ileri.
Marmara Denizi’nin tulum sesinden anladım,
Gurbetliğin ha bu kemençe tellerine tak ettiğini…
Bir lodos esti güney batısından bu divane kafama,
Hasretin boğuyor gecelerimi,
Çıkmıyorsun aklımdan ey sevdiğim…
Gel desem, biliyorum geleceğini,
Sonumuz yok ama yok be sevdiğim…
Çok denedim seni unutmayı,
Söyler misin sevgili,
Ela gözlerin hala nemleniyor mu mazi aklına geldikçe?
Yoksa yanında ki mi nemlendiriyor gözlerini,
Yüzünde tebessümle? ..
Söyler misin sevgili,
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!