1954 yılında Malatya’nın Arguvan kazasına bağlı Ermişli köyü’nde doğdu. Lise son sınıfa kadar doğduğu ilde okuduktan sonra, İstanbul Fenerbahçe Lisesi’nden mezun oldu.1977 yılında İstanbul Üniversitesi- Yabancı Diller Yüksek Okulu- Almanca bölümünü bitirerek Kadıköy Orta Okulu’na, sonra da Kadıköy Anadolu Lisesi’ne almanca öğretmeni olarak atandı. Uzun yıllar öğretmen ve yönetici olarak çalıştı. 1997 yılından bu yana emekli.
İlk şiirleri Malatya’daki yerel dergi ve gazetelerde, daha sonra da 1970’ li yıllarda İstanbul’da, ‘Yansıma’ dergi ...
gülün gürültüsüne uyandım
dağılmış gökyüzünü kim toplar
kim hayata yakışsın diye
bulutların önüne asmış güneşi
umut bir gölge sadece
Caddenin bostanına Malatyadan geldim
kara trenlerin uzun düdükleri kulağımda
Haydarpaşa kapılarını maviye açmış
rüzgar martıya yakışmış balıklar suya
kayık kayıyor,çanları tutun delirmesin
hangi renkti sustuğum Göztepenin kıyısında
şeytanlarını hapsetmiş
ruhlarımız yan yana duruyor
17 numaralı otobüsü bekliyoruz
birimiz şair
birimiz maraton koşucusu
Aklı eskidi babamın
adımı yolda bulmuş okuyamıyor
yüzüme öyle yabancı ki gözleri
anladım, beni hiç yazmamış ömrüne
oğlunu sayıklıyor
yok kızları çevresinde pervane
Ne çok küfrediyorum son günlerde
öfkenin zincirlerle bağlandığı yerde
Bir yanım ipek sağıyor
gün batımı durgun deniz üstünde
bir yanım boran boran
Bir kitabın emirleriydi, yetmedi
bağlanan kollar, biçimlenen arzu
hırsızlığa başladım, zinaya ve belaya
böyle başladı yamuk ve kırık çizgiler
bir avmışım orman kuytularında
Bir kıyısından giriyoruz usulca
yorgun ayaklarıma sıvanmış
zaman gövdeme ağır
keşke toplamasaydım
atsaydım kendimi azar azar
Ayrılığın adı ben miyim
elle el, gözle göz arasına perde
duvarın dediğini yazsalar
kaç işkenceden desen aldı yüzüm
sözü saklı, hasreti saklı
Bırak bir İstanbul kalsın geriye
Anastasya’nın meyhanesi
hayda bre şarkılar
cumbalı evden çıkan, ceketi omzuna yan
mangal ateşinin közüyle yanan
Göklerini toprağa mı gömdün sen
ne kadar peygamberin var hepsi sakal
nerden başlasam kulpa yakın yerden
yüreğin kabarmış a canım
bağla ırmağı sel götürsünler
Delibal
‘Mecnun söğüt leylanın toprağında yetişir’
Şeyh Galip
bir leylaydım, bin ademden
nice mecnun yarattım
ecel bendim, iksir bendim, huri ben
merak arkadaşım, ateş ruhuma bela
göze candım, köre mana
gizlendiğim tenhalarım buldular
asi hayvanlarım e ...