çocuğa bak!
elinde pembe pamuk şeker
cebinde lüle taşları
gülüşü çiçekleri kıskandırır
çocuğa bak!
kuşkusuz bu ilmek ilmek işlenen
kuru gürültüde parçalanan ben;
yarıda bıraktığı şarkısı ile
buradan göçüyorum diyecek
ne bir laf kalacak denecek
içimde kalan son merhaba senin
merhaba beni iyileştiren yara
merhaba beni ben yapan kesik
sarılıyorum kokladığım ağaca
bak bu çam kokulu nefes senin.
adını bilmezdim en başta
ilk ne zaman gördüm de
bir düş buldum orda? bilmem.
kuşlar, beyaz bulutlar
ve mavi bir örtü
seninle kesiştiğimiz tek düzlem
sular ısındı bir yere
yüzünde -suyun belki beşte biri-
sıcağı odaya sindi
dibi ince kireçli tabaka
kuş kanadını anımsattı bana
çatılara sulu kar yağdı
net sevme beni
bulanık bak bana
gülüşün sadece mutluluk değil
bir balığın gözyaşını çağrıştırsın
bir kitap yarıda kalsın gerekirse
varlığın bir binayı ev yapsın
şu yolların
şu gözlerim
biraz özlemekli
yeni bir fotoğrafın
elime geçti
sokağın lambaları söndü
saat sıfır iki sıfır sekiz
zikzak çizerek yürüsem anlamazlar
şişe kırmanın kalp kırmak kadar
legal olduğu saatler bunlar
karanlık, anlamazlar.
yürüdüğüm yola derin baktım bugün
çocukluğumu konuşan sokağa, kaldırımlara
eski okulumun pembe boyalı arka kapısına
sonra girdim o kapıdan hiç çıkmamak için
insan niye büyür? bilemedim.
belki bir gün çıkagelir, kapımı çalar.
halim sorulur hatrım kaldıysa eğer.
ne bir anımız var, ne sevenim bulunur.
ben saadetle küsüm ama
mutlulukla da aram bozuk.



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!