Ardanuç Belda Kaftanoğlu Menkıbesi

Yusuf Tuna
17113

ŞİİR


127

TAKİPÇİ

Ardanuç Belda Kaftanoğlu Menkıbesi

Ardanuç'un Yolüstü adı ile anılan köyünün kuzey batısında yollar dardır,
Yolüstü yakınlarında Acı-Elma,Anza ve Çıkçık adlarında üç tepe vardır.

Bunlardan Anza'nın güney yamaçlarındakiler iyi bilinmektedir,
Tarih açısından geniş alanda çeşitli kalıntılar bulunmaktadır.

Bu yöreye çevresi ile birlikte Ardanuç'a bağlı Berda deniliyor,
Kaftanoğlu menkıbesinde adı geçen yer burası olduğu sanılıyor.

Berda denilen yerde yaşayan Kaftanoğlu,kızdığı adamı bağlatır,
Uçan kuşa hükmeder,hatırını saymayan beyleri zarı zarı ağlatır.

Fakir fukarayı güldürür,onun her sözüne uyulurdu,
Sofrada kaşıklarının sesi ta uzaklardan duyulurdu.

Aman dileyeni bağışlar,erzak isteyenin ambarlarını doldururdu,
Berdanın namı dörtbir yanda bilinir,kötü olanı dağa kaldırırdı.

Çoğu yerde o Berda'nın padişahı sanılırdı,
Şerefi ve şanı Padişah katında dahi anılırdı.

Kaftanoğlunun duyan beyler,ağalar hep ona gelirdi,
Onunla birlikte olduklarını söyleyip,ondan bilgi alırdı.

Konaklarda ağırlanan beyler dostlarına haber salardı,
Ardanuç Kale Beyi'nin de bir yıllık masrafını karşılardı.

Konaklardaki musluklardan koyun,keçi,inek sütü alınırdı,
Camuş sütü ayrı akar,kürün dolusu kaymaklar bulunurdu.

Kaftanoğlu o derece gani bir bey idi ki nederdi?
Valla en ufak bir hediyesi bir fakiri zengin ederdi.

Onun zamanında değil Berda da kimseden vergi alınmazdı,
Basa,Cugo,Ançkura köylerinde bile inanın fakir bulunmazdı.

Her gün ziyaretçiler dolar taşar,kurbanlar kesilir,mevlitler okunurdu. Ziyaretlerde herkes Kaftanoğluna saygı gösterip ondan sakınırdı.

Kaftanoğlu devrinde güvenlik sağlamdı gün onun için eğildi,
Berda'dan dışarda olan yerlerde ise güvenlik pek iyi değildi.

Çık hele Berda'dan dışarı
Görürsün başına neler gelir.
İti,kurdu,insanı mı başarı
Görürsün başına neler geliyor.

Kaftanoğlu yoktur el illerinde
Kurdu yarı gezer cebellerinde
Urbam için öldürürler yollarında
Görürsün başına neler geliyor.

Kaftanoğlu'nun hayır hayratı da boldu,herkese çok hayır ederdi,
"Kaftanoğlu çamı"nın dibinden Anuç'a Ançkura'ya yol giderdi.

Bu yoldan geçenler Kaftanoğlu'nun sofrasında doyardı,
Ondan sonra yola revan olup,icraatini ortaya koyardı.

Onun sofrasını dört kişi çamın dalına asar sonra varırdı,
Çamın bir dalında koyun,bir dalında sığır eti asılı dururdu.

Gelip geçen ister koyun etinden alıp yemek için seçerdi,
Sığır gövdesinden et keser,hazır ocakta pişirir,yer geçerdi.

Eğer et yemeden geçerse hakaret sayılır cezasız kalmazdı,
Bunun için Kaftanoğlu devrinde zengin le fakir belli olmazdı.

Kaftanoğlu' nun iki sarayı vardı birisi Çürük Taş'ın en üstünde idi,
Öteki de koskocaman yapısıyla Acı Elma Tepesi'nin pistinde idi.

Köyleri şehirleri maiyetiyle gezer ona bayılırdı,
Kaftanoğlu'nun ünü,o yere gitmeden duyulurdu.

Kendisi kır donlu bir ata biner yola can eylerdi,
Köroğlu'nun kır atının torunu olduğunu söylerdi.

Maiyeti ile yola çıktı mı atlar yolunu bulurdu,
Yollardan kalkan tozlar,göklere direk olurdu.

Her cuma günü Kale'ye gider Cuma namazını eda ederdi,
Basa'da herkes el öpüp Kaftanoğlu'nu görmeye giderdi.

Kaftanoğlu bir başına bir yaşayan yiğit bir adamdı.
O sadece zalimlerin başına topuz indiren bir candı.

Günler böyle devam etmedi.Berda'ya kırgın girdi adına "taun"dediler,
Berda'yı silip süpürdü,geride kalanlara gidenler hoşça kalın dediler.

Ne Kaftanoğlu kaldı,ne de oğul uşağı,
Hepsinin yerinde yeller esti,indi aşağı.

Ölümden kurtulan tek çocuk oldu o da çıplaktı diğerleri yandılar,
Berda'nın ölülerini çevre köylerden gelen insanlar gömdüler.

Bir zaman koyun kuzu meleyişleri gelen köy yürek dağladı,
Meşe köyden duyulan Berda'nın o haline kurtlar kuşlar ağladı.

Yıkılmış berda'nın beğleri kalmış,
Dünya da beterin beteri varmış,
Ağla,dövün,yalvar neye yarar ki,
Berda diye boş bir efsane kalmış.

Kaftanoğlu,Türkmen'in haberi üzerine kalkıp Derbent savaşı'na gider,
Türkmen'e dönüşünde ise Berda'nın Gürcülerce basıldığını haber eder.

Ahalinin,çoluk çocuğun yanında her kim varsa kılıçtan geçirildi denir,
"Bad-ı Saba"adlı karısının da kaçırılıp İstanbul'a getirildiğini öğrenir.

İstanbul'a gider,Padişah onun geldiğini öğrenince üstünü arattırır,
Kaftanoğlu'nun geldiğini öğrenince,kuşkulanır onu zindana attırır.

Zindancı Kaftanoğlu' na sorar:"Sen kimsin,bre nesin?
Padişah seni niçin hapsetti? ".Kaftanoğlu sana desin:

Atlarım var "gök civar"da,
Nahırlarım var çevre yanda,
Oğul uşak dolar taşar,
Askerim var kal'alarda.

Ben Derbent'te yarim evde,
Kefereler kaçırmışlar.
Bad-ı saba'm şimdi nerde,
Ararım onu her yerde.

Kaftanoğlu derler bana,
Çar köşenin sahibiyim.
Beyler ağalar katında,
Köroğlu'nun Şahbazıyım.

Zindancı durumu Padişah'a bildirir ama onun sırrına vakıf olamaz,
Padişah Kaftanoğlu'nu huzuruna alır,derdini dinler,çare bulamaz.

Frengistan'a gitmek ister ama olmaz çar naçar geri döner,
Padişahın sarayındaki zindandan çıkıp Anadolu tarafınma iner.

Badı Saba kaçırdım,
Aklımı fikrimi uçurdum.
Nideyim ah yar nideyim?

Alıp başımı gideyim,
Padişah bile naçare,
Ölüme varmı biçare,
Nideyim ah yar nideyim.

Alıp başımı gideyim,
Kaftanoğlu derler bana,
Ahır ömrümü alsana,
Nideyim ah yar nideyim?
Alıp başımı gideyim.

Berda'ya geldiğinde köyün "taun"dan kırıldığını görür.
O da Tanrı'sına yalvararak canını almasını isteyip yürür.

Fakat bu sırada gaipten bir ses duyar,sese uyanır,korkup sinmez,
Onu Peygamber çağırmıştır,Mekke'nin yolunu tutar geri dönmez.

Kaftanoğlu Acem Şahı'nın iyi tanıdığı bir beydi,yiğitler ona bağırırdı,
Şah darda kaldı mı Kaftanoğlu na haber salar onu imdada çağırırdı.

Acemdar bir name gelmiş,
Asker ister Leşker ister.
Kaftanoğlu emir almış,
Gülle ister gürzi ister.

Türkmen'de leşker toplanır,
Çar köşeden tümenleri eklenir.
Sade kaftanoğlumu beklenir,
Gider babam giderim hey.

Yusuf Tuna
Kayıt Tarihi : 8.11.2015 20:01:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!

Yusuf Tuna