O öldü
inadınamı? ne
doğum günlerini unutup,
öldüğü günü es geçiyorum,
doğum da ölümde bizimle diyorum.
o öldü,
Giden gemilerin ardından
el sallamak boşuna,
Çaresiz dönüşü yok ummandan,
Belki battı,belki çıktı bilinmez,
Nicedir uğramadın gönlüme
Beyoğlu akşamları özledi bizi
Yaşlı momun’un gözyaşında
Giden gemilerin türküsü
Küçük bir torun kucağında
Her şey beyaz geminin yakınında cereyan ediyor
Ve şeytanın cezbesinde her şey…
Gidip geliyor ilk Türk yurdunun batınında …
Patiskalar neden solar hızlı hızlı,
Çiçekler neden solar hızlı hızlı,
Karıncalar çok çalıştılar bu yaz,
Deniz çok dalgalıydı,
Ormanlar daha hızlı büyüdü geçen yaz,
Hülya öldü.
Hiç açmadı dağlarımda
Senin gibi gelincikler,
Hiç solmadı senden yana sevdalara tutulup
Hiç unutmadım bakışlarının sırrını
Ve dAHİ Elbet bir gün olurda
Yıkarsak bu duvarları
Rakset akşamlarında Marakeşin
Bir Fas libası sana çok yakışır dı! ...
Endülüsteyiz sevgilim aslında
Tarık bin ziyad gemileri daha yakmadı
Sende ispanyol olamadın böylece
Bende arenada matadorun.
Aşk adamıyım
Sevgi serüvencisi
Altın arar gibi sabırlı
Kanyon geçer gibi sessiz
Ve tutkun olduğum kişiye tapar gibi
Yalansız dümensiz
Gözümde tütüyorsun
Her nereye baksam sen,
Nereye dokunsam ellerin oluyor,
Akıyor olanca sakinliğiyle,
gönlümün kırıklığında yüzün…
Ayrılık olmasa
sevmezdim yeniden
Ateşin vurmazdı yüzümün aksine
Doğmazdı yeni umutlarım bir bir
Ayrılık olmasa
Süleyman mert bir ağabeydi
kırmızı gülerdi hep
kırmızı gravat takar
kırmızı yürürdü istiklal caddesinde..
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!