Dizelerarası yolculuklarımda tanıştık
Bildik masalların tanıdık kahramanlarıydılar
Bıkmışlardı gerçeküstü monotonluklarından
Sıkılmıştım ayaküstü yaşanmışlıklardan
Rengarenk bir vagonda buluşmuştık
Bilmiyorduk nereye gidiyordu bu tren
Eski bir dost bahar yağmuru
Ahmak ıslatan derler bazen
Bir bakmışsın sırılsıklamsın
Peki bilerek ıslanmakta AHMAK'lık mı
Eski dosta sarılmak pahasına?
Çok kalabalıklar
Kendilerini akıntıya bırakmış
Su damlaları gibi;
Aynı yöne yürüyorlar
Büyük bir uğultu ve kuvvetle
Ulaşmaya çalıştığım yerin aksine...
Minik,
Tombul, zayıf, esmer, ak...
Fakat minik, minicik eller,
Çocuk elleri,
Bir incir ağacının dalına asmışken kalplerimizi
Yalnızca o çocuklara vermeliydik izin,
Yürüyorum,
Bir nehir gibi;
Bildiğimi sandığım yollarda.
Akışına bıraktım kendimi
Yokuşlarımın...
Bir nehir gibi yürüyorum
Sevişin, fakat sevmeden
Yada çekip gidin lütfen
Yalnızlığıma el sürmeden
O daha kıymetlidir çünkü
Sizin KİRLİ bekaretinizden...
Eski bir aşkın son durağı; krematoryum
Görevli iterken acısı tüten bedeni
zamanın alevlerine
Bir damla yaş düşer
göğün derinliklerinde yüzen
Zümrüd-ü Anka’nın gözünden
Zaten kızmıştım
Atlıkarıncanın bensiz dönüp durmasına
Tamamen küstüm artık LUNAPARK'a
Beni yalnız bindirdiği için
Çarpışan Arabalara...
İstanbul Petrol Zengini Arapların Rüya Şehri Dubai Olma Yolunda Emin Adımlarla İlerliyor...
Yazarların Roman Başkahramanı, Şairlerin Sılası, Ressamların Tuvali, Müzisyenlerin Notası Olan İstanbul Bir Arap Rüya Şehri Olma Yolunda Emin Adımlarla İlerliyor...
Orhan Veli gibi hepimiz GÖZLERİMİZ KAPALI dinleyeceğiz İstanbulu, Nazım Hikmet'in:
'...Denizde balık kokusuyla
Döşemelerde tahtakurularıyla gelir
Haydarpaşa Garı'nda bahar
I
İnsanoğlunun
iyimserliği değil mi ki?
binlerce yonca içinde
genetiği bozuk
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!