Hakikat içinde divâne oldum,
Dönüp durdum pervâne oldum.
Süleyman sarayıydım, vîrâne oldum,
Zamanın içinde hîç oldum gittim.
Mânâ içinde mânâ aradım,
Sırrın içinde sırrı aradım.
Onulmaz derdime dermân aradım,
Karanlık içinde göz oldum gittim.
Yokun içinde varı aradım,
Vîrânelerde bülbül aradım.
Çıkmaz yollarda kendimi aradım,
Yalanın içinde dil oldum gittim.
Kanatsız bir kuş idim, uçtum,
Dost başına gül oldum düştüm.
Yâkub'u ağlatan el oldum durdum,
Kenan iline yol oldum gittim.
Delicedir Kemter Abdal, delice,
Arama her şeyi, arama hîç de.
Aradığın ne varsa birde,
Bir iken, çok oldum gittim.
Kayıt Tarihi : 22.4.2025 13:01:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiir, hakikat arayışında yaşanan derin dönüşümleri, kayboluşları ve nihayetinde vahdete ulaşma temasını mistik bir dille ifade ediyor. Şair, hakikat içinde divâne olduğunu, bir pervane gibi dönüp durduğunu söyleyerek, bu arayışın kendisini dünyevi dengesinden uzaklaştırdığını ve ilahi aşkın cezbesine kapıldığını belirtiyor. Bir zamanlar Süleyman'ın ihtişamlı sarayı gibi olan benliğinin, zamanın içinde viraneye dönüştüğünü ve hiçliğe doğru yol aldığını ifade ediyor. Bu, dünyevi kimliklerin ve gururun zamanla kaybolduğu, asıl olanın hiçlikte bulunabileceği anlamına gelebilir. Mânâ içinde mânâ, sır içinde sır arayışı, bilginin ve gizemin derinliklerine inme çabasını simgeliyor. Onulmaz derdine derman ararken, karanlık içinde bir göz olması, umutsuzluk içinde bile gerçeği görme arzusunu ve belki de içsel bir aydınlanmayı ifade ediyor. Yokun içinde varı, viranelerde bülbülü aramak, görünmeyende güzelliği, olmayanda olasılığı arama çabasını gösteriyor. Çıkmaz yollarda kendini ararken, yalanın içinde bir dil olması, yanıltıcı dünyada hakikati ifade etme çabasını veya belki de yalanın kendisinin bir ifade aracı haline geldiğini düşündürüyor. Kanatsız bir kuş olup uçması ve dost başına gül olup düşmesi, ilahi lütuf ve aşkla beklenmedik bir şekilde değerli bir konuma ulaşmayı simgeliyor. Yâkub'u ağlatan el olması, bir ayrılık ve hüzün kaynağı olmayı ifade ederken, Kenan iline yol olması, bu ayrılığın sonunda bir vuslata veya yeni bir başlangıca işaret ediyor olabilir. Yusuf kıssasına bir gönderme yapılarak, çileli bir sürecin sonunda aydınlığa ulaşma teması işleniyor. Son dörtlükte Kemter Abdal'ın delice arayışı vurgulanıyor. "Arama her şeyi, arama hiç de" paradoksal ifadesi, belki de arayışın kendisinin bir yanılgı olduğunu, asıl olanın her şeyde ve hiçlikte aynı anda bulunabileceğini ima ediyor. "Aradığın ne varsa birde, bir iken, çok oldum gittim" dizesi, vahdet-i vücud felsefesinin özünü yansıtıyor. Aranan her şeyin aslında tek bir kaynaktan (Allah) geldiği ve bu birliğin çoklukta tezahür ettiği anlatılıyor. Şairin "bir iken, çok oldum gittim" ifadesi, bireysel benliğin ilahi birlik içinde eriyerek çoklukta yeniden var olduğunu veya ilahi olanın çoklukta kendini gösterdiğini ifade edebilir. Şiir, derin bir mistik arayışın ve nihai birlik idrakinin güçlü bir ifadesi olarak öne çıkıyor.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!