parıltılı mağazaların önünden kaç kez geçtim bilmiyorum
son dikişi atmak üzere olan ayakkabıma söz geçiremedim
kara berrak postallarım olsun isterdim
oldu ...
üşüyorum yine
çocukluğum hep kıştı
ne yapsam büyüyemiyorum
dört mevsim biranda biter mi
ne yaşam var bana
ne de ölüm
arafın çocuğuyum ben
çocukluğum devrediyor nöbeti gençliğime
kederin rengini değiştiremiyor saatler
renkli maskeler kuşanan yüzler görüyorum
neydi bu provalar ölüm kıyafeti için
değer miydi
toprak aynı toprak değil mi
Kül olsan da ateş değişmez ki
ne ateş var bana ne de toprak
arafın çocuğuyum ben
mağarasına saklanmış kof bilinçlere iyi dediler
doğrusu kılıcı olmuş mertlere de kötü ...
ne iyilik var bana ne kötülük
arafın çocuğuyum ben
güneşin batışına tutsağım
gündüz, su içinde bir avuç ada gibi bana
gecem de zifiri değil
diz çöküp göz kapaklarıma
karanlığın yetmediğini hangi lügatla anlatabilirim
ne gündüzüm var ne de gecem
arafın çocuğuyum ben
soğuk sulara meydan okuyan kaptanlar gördüm
en asi gemileriyle
göklere balıkçıl kuşları ulaştıranları...
tan kızıllığı sofrasında sıcağı içen şairler gördüm
mısraları tutuşmuştu
eriyen dünyanın ruhunda..
ne sıcak var bana ne de soğuk
arafın çocuğuyum ben
Kayıt Tarihi : 7.10.2018 22:03:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Tüm yorumlarınız için çok teşekkür ederim ..selam ve saygılarımla..
Çok güzel dizeler
Tebrikler
TÜM YORUMLAR (2)