Gecenin bir vakti çıktım yola dizler dermansız
Baktım bir bilinmeze gözler huzur buldu ışıksız
Her yerde bir vaveyla insanlar asil ve kibirsiz
Cennetten akıyor şelale neşe huzur Manavgat`ta
Hayat uzun olsada nefes sayılı günler kısa
Sende sayılı nefeste hayat istersen yaşamda
..
Trakyada,İstanbul da
Sakaryada,Ankara da
Sosyetede arıyorum
Aşkı bilen arıyorum
Eskişehir,Kütahya da
Denizlide,Antalya da
..
Düşümde gördüm seni sarılmıştın boynuma
Yokluğun ateş olup giriverdi koynuma
Ne adaklar adadım çıksın diye yoluma
Gelmedin ciğerimi yerinden söktü hasret.
Bu sevdanın ateşi düşürdü beni dara
Bıraktın özlemini içime onmaz yara
..
Elimde
Kara kalem
Bir çizgi çektim,
Artılar bir yanda
Diğer yanda eksiler.
Bir yol çizeyim
İstedim.
..
Onur BİLGE
Antalya, sadece Türkiye’nin değil; deniz, güneş, tarih ve doğanın, büyülü bir uyumla bütünleştiği, Akdenizin altı yüz otuz metrelik en güzel, en temiz, kıyısına; antik kentler, antik limanlar, anıt mezarlar, dantel gibi koylar, kumsallar, yemyeşil ormanlar ve akarsularla muhteşem bir güzelliğe sahip olduğu için ‘Türk Rivierası’ adını almış olan dünyanın en güzel ilidir.
Güneyinde Akdeniz, doğusunda İçel, Karaman ve Konya, kuzeyinde Isparta ve Burdur, batısında ise Muğla illeriyle çevrelenmiş; yüzölçümü, yirmi bin sekiz yüz on beş kilometrekare olan, nüfusu hızla artan bir kenttir.
Antalya’da hayat, il merkezinin kuzeybatısında yirmi kilometre mesafede bulunan Karain mağaralarında başlar. Oralarda, milattan önce yaşayanların eşyalarına rastlanmış. Hititler zamanında, ‘Irkların Ülkesi’ anlamına gelen ‘Pantilya’ adını almış. Milattan sonra yedinci ve sekizinci yüzyıllarda göç alarak nüfusu artmış. Adını, kurucusu olan Bergama Kralı II. Attalosdan aldığı da söylenir. Önceleri Adayla, daha sonra da Antalya denmiş.
..
Köhne bir kulübe,
Sıvası dökülmüş
Duvarları çatlak.
Eser içinde rüzgar
Arta kalmış
Tek aşkın sonatını
Islıklayarak..
..
Ay yalnayak
Deniz demliyor geceyi
Yıldızların ışıltısı
Süslüyor
Köhne iskeleyi,
Halat al yüreğimden
Götür beni,
..
Dört mevsim biliyorum;
Sonbahar, kış,
İlkbahar, yaz...
Beşincisi de varmış...
Öğretti aşkın...
Bir görüşte
..
Saatin vuruşlarında bekledim seni,
Tik takları ayak seslerindi...
Yeşeren umutlarla
Bir ağaç oldum bekledim...
Erken durdum çiçeğe
Yalancı baharı sen sanarak...
Düşen her yaprakla
..
Arnavut güzeli cefakar kadın
Adıyamanlı seydihanı sevdi delicesine
Kendini İstanbulda buldu bir zaman
Kader ördü ağlarını birer birer
Market, lokanta battı çamura
Soluğu aldılar adıyamanda
Çiftlik kurdular bağlarbaşında
..
Bir Durakçık Aşkımız İçin Kırma Kimseciğin Temiz Kalbini! .
Antalya Kaleiçi mevkiinde bir durak, bir soluk alma yeri! .
Kimi kitap okur; insancıl ve aradığı bir nefes ümittir! .
Kimi, kitabını bu soluk alınan durakta kaleme alır;
..
18 Mart 2013 Pazartesi 05:15:44
“KREUTZER SONATI” Adlı Kitaptan Kısa Bir Anlatı:
/ Boyuna çocuklarla, onların sağlıkları, hastalıklarıyla üzülüp duruyordu! . / {Yazar: Lev TOLSTOY – Çeviren: Rasin TINAZ – ALTIN KALEM KLASİK ROMANLAR – Sayfa Arası:118 – Kitap Cümlesi Derleyen: Kemal KABCIK – ANTALYA - 18 Mart 2013 Pazartesi 05:18:23}
******
..
Sivrisinek; 1970’lerde ISIRDIĞI YERİ KABARTAN! Şimdi; Nasıl? .
Benim sevgim; sivrisinekler ile bile olan, savaşımı durdurdu:
“Belki bir şey anlatmak istiyordur bana sivrisinek! .” Dedim! .
Yaz ayı, Ağustos sıcağı, Antalya koşullarında; bedeni çıplak:
Sivrisineklerimize “BUYUR! ” Çekebilen olgunluğu yakalamışım! .
..
Gözlerindeki mısralardı,
Ateşin en güzel renklerindeydi A.Ş.K...
Beyaz çiçekler kokuyor,
Kollarının o en güçlü ve
En ürkek sarışlarında...
Koca bir çınar devirdi,
Masalının ne olduğu sorulmamış.
..
Gül mü desem,
Gün batımı mı...
Yoksa
Ağarmaya yüz tutmuş
Tan mı rengin…
Tadın,
..
Beni bu yalnızlık,
Bu yalnızlık öldürecek.
Bu dopdolu koca şehirde
Ne başımı koyacak bir omuz,
Ne tutunacak bir el var,
Nede bir kimse
Teselli edecek yüreğimi.
..
Doğuş Günü Partisi (DGP)
Doğuş Günü Partisi; bir paylaşımın güncesini kaleme alacak! .
Doğuş Günü Partisi dostlukların duyarlılığına hitap edecek! .
Kazanan; dost olsun istiyorum! . Azimle; yürüyebilmek dosta! .
Her bir duyarlı dostluğa; yol açıklığı ve umudun daimiliği! .
{Yazan: Kemal KABCIK - ANTALYA - 06.02.2013 03:12 }
..
Bir fısıltı duyuyorum
Rengini bilmediğim tuhaf bir okyanusun içinden...
Beni konuşuyorlar
Mutluluk meyvelerimdi biriken
Bir balık aldı onu benden
Daldı tekrar derinliklere
Her sabah gelir bu cici balık
..
Ve işte yeni yıl,
Tükendik denilen anlardan,
Yepyeni düşlere, şimdi yolculuk...
İki kalpte,
İki bedende buluştuk,
Bizler...
Eskileri eskittikte,
..
Azad edilmez kölesi
Olmuşum duygularımın..
Yüreğimde zincirler
Sevgi dilencisiyim
El kapılarında..
Umutsuzluk verip,
Umut alıyorum
..