Anne Çilesi (öykü) Şiiri - Belgin Sönmez

Belgin Sönmez
20

ŞİİR


17

TAKİPÇİ

Anne Çilesi (öykü)

Tarlaya bahçeye yürüyerek gitmek kucağında çocukla zordur. bir anne için..
Birde altı yaşında minik oğlu Emir zeytin hasatı bitene kadar annesine yoldaş kardeşine bakıcı olur..
Kocası arada pazarcılık eder kahvede pişti oynarken Hacer isyan etmeye kalktığında sadace çocuklar üzülüyordu şamatadan..
Denenmişi deneme derdi kaynanası bırak git ..Çözüm odaklı konuşuyor gibi görünen ihtiyar kadın gelininin gidecek bir kapısı olmadığını bilmiyormuydu aslında.
Kumar masasından kalkmayan kocası Erdal lafa gelince üst seviyeden konuşurdu boş sürahi partalcı..
Zeytin toplanacak makina yokmuydu nerede kalmıştı o tırnaklı demirle zeytin toplama ama bunlarda yarıcı tutup onada zeytinin yarısını vermek refah yoktuki..
Koskoca ağaçlar yetkin iyi kötü bu otuz ağaç silkelenecek eğer vaktinde toplanmasa karara karara eriyip gidecek..
Birazını pazarda satacaklar birazınıda zeytin yağı için ayıracaklar..
Hacer ağacin altında emzirdikten sonra minik orhanı abisi Emire emanet edip zeytin toplamaya başladı..
Gencecik yaşında tek bir krem görmemiş nasırlı elleri öğleye kadar zeytin çırptı .
Ağaçta cır cır böceği ritmik şekilde öterken hava o kadar ısınmıştıki Hacer yoruldu.
Evde sağa sola akıl vermekten başka bir işe yaramayan kaynanası Bayındırın en güzel kızlarından biriymiş bir vakit.
Elmacık kemikleri çıkık çekik gözleriyle yörük Türklerinin Anadoludan gelip yerleştiği Bayındırın bilindik güzel edepli kadınlarından biri olarak geçirmişti yarım asırın da ötesini koca çınar Emine kadın
Hacer ağacın altına geldiğinde iki küçük oğlanda uyumuştu..
Yanakları al al olmuştu minik Orhan’ın. Emir’se en fazla altı buçuk yaşında.
Daha otuz yaşında Hacer yorgunluktan dermansiz bacaklarını sürüyerek yan tarafta akan çaya yürüdü elini yüzünü yıkayıp şalvarını silkeledi.
Döndüğünde Emirin gelmekte olduğunu gördü..
Oğlancık minik yırtık ayakkabılarını sürüyerek annesine doğru geliyordu..
Çocuğun yüzü sıcaktan kıpkırmızı olmuştu ağaç gölgesinde kardeşiyle uyumasına rağmen.
Bayındır’da huzur vardır. Ege’nin incisidir ama bazen Ağustos sıcağı İzmire’ rahmet okutur ..
Denize uzaklığımı yoksa doğuya bakmasımı sıcağı delice çiçeklerin dans ettiği bu küçük şirin ilçe ve çevresinin.
Zeytinde deli sıcağı sevmez öyle fazla yazıkki. .
Hacer kaşını çattı A oğul de gari ne gelin kardeşinin yanında dur demedimmi.
Ana bir şey deycende ona geldim annacına..
Minik elinin biri arkasında.
Hacer gülerek oğluna baktı o arkanda ne saklıyon ay oğul.
Emir kıpkırmızı tombiş yanaklarını yere sarkıttı utanarak
Dün radyodan ünlüyordu amca bu gün anneler günüymüş bende sana çiçek topladım ana..
Hacer gözleri yaş dolarak yere çömeldi de gidi de kuzum büyüdün de bana hediyemi getirdin gari.!
Emir önüne baktı mırıldandı babam kayvede kumar oynar durur ,nenem sadece oturup öykünür anam dedi gözleri bir nemli .
Bizede sarı kızada buzağısınada sen bakan, sütü sen sağan. zeytini sen derlen, canım anam bende sana çiçek topladım .
Küçük eli titreyerek annesine yeni açmış bir demet sarı çiçek uzatıyordu..
Büyüyünce sana ben bakacağım ana dedi.
Annesine elindeki sarı çiçekleri uzatırken uzun sarı kipriklerinde minik bir damla yaş altın saçları ile güneş ışığında değişik güzellikte bir kombin oluşturuyordu..
Hacer ağlayarak eğilip oğlunu öptü öptü ana oğulun kokusu bir birine karışırken minik oğlu bende buradayım annem der gibi ağacın altında ağlamaya başlamıştı..

Bütün anne gibi annelerin o nasırlı emekçi ellerinden öpüyorum .

Belgin Sönmez
Kayıt Tarihi : 11.5.2025 12:02:00
Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Yıldız Şiiri Değerlendir
Yorumunuz 5 dakika içinde sitede görüntülenecektir.
  • Mustafa Bay
    Mustafa Bay

    Her derdin dermanı böylesi cefakar anaların elinden
    Bende öpüyorum,

    Tebrikler yetkin kaleminize Belgin Hanım...

    Cevap Yaz
    Belgin Sönmez

    Teşekkürler şair..

TÜM YORUMLAR (2)