...
Harcadığım bir hayatın kıyısında,
düşlerimden uzak
yüksek düşüşler yaşıyorum.
Sırtımda nahoş bir yel,
kolları boynuma dayalı bir uçurumun.
Kucağına bırakıyorum kendimi
sana benzeyen karlı bir dağın.
Çekip alıyor beni boşluklardan
her yere yetişen kolların anne.
Ve
Bir daha gücü yetmiyor
hiçbir sonbaharın
dallarımı kırmaya.
Güneşli günlerim olsun dedim hep.
Baktığım gökyüzü gözlerine benzesin sıcacık.
Hayallerim;
anlattığın masallar gibi
mutlu sonla bitsin istedim.
/ Her şey yalanmış anne/
Artık
yırtık cebimden düşüyor bütün gülüşlerin.
Kahrolsun zalimler
bütün kitapların
son sayfalarında.
Yıkılsın saltanatları haramilerin.
/ Ah!
ne çok şey istemişim/
Kucağına sığınmak istedim geceler boyu.
Kayıptım,
Bitiktim,
Korkuyordum dahası.
Sen yokken hep tedirgin bir çocuktum anne.
Yokluğun yanıbaşımda bir yangın.
Ve,
Görünmesin diye hiçbir yanık izi tenimin.
Çaresiz;
sığındım kucağına
sana benzeyen tüm kadınların.
Kırkikindi yağmurları avuçlarımda çürüdü.
Islak yapraklar okşadı yüzümü ellerin gibi.
Bir hilal düştü ayın yanağından yanıbaşıma.
Loş sevdalara tutuldu kalbim.
Birer birer gittiler biriktirdiğim tüm dostlar.
Sırtımda en derininden bıçak izleri .
/Acıyor her yerim,
Bir şey yap
geçsin anne/
Kör bir kuyunun dibinde,
boğazımda sancılı bir zemheri.
Çığ düşmüş bir ev gibiyim.
Yıkılmış her yerim.
Donuyor sol tarafımda bir yerlerim.
Hani gözlerin anne.
....
Bkrçkmk/nisan2020/birvurgunbusevda/
/istanbul/
Kayıt Tarihi : 26.4.2020 00:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!