Anlatsana, içine döktüğün hüzünleri;
Ağıt ağıt dövünür dururdun.
Gece unutulur diye sakladığın burukluğun geçti mi?
Sabah oldu, yine soramadık.
Anlatsana, içine attığın acıları;
“Şimdi söylenmenin zamanı değil.” derdin.
Gamzelerine en matemli çiçekleri ekerdin.
Seni görmeyeli yıllar oldu, yine soramadık.
Ah be güzelim! İki gözü iki çeşmem, anlatsana!
Yedi dağın melül meksûn çiçeği...
Esen yellerde bile senin tebessümün dokunur yüreğime.
Neredesin, çok özledim, kiminlesin? Soramadık.
Sustum...
Çünkü sesin yankılanır sandım içimde.
Her kelimen bir uçurumdu,
Tutunamadım... Yine soramadık.
Kırlangıçlar dönerken yuvaya,
Ben hâlâ seni bekledim sokak lambalarında.
Üşüdün mü gecelerde?
Bir mendil bıraktım cebine...
Göremedin, soramadık.
Kaderi suskunluğa yazan kimdi?
Biz mi? Yoksa geçen zaman mıydı zalim?
Şimdi adını fısıldasam rüzgâra,
Gelir misin? Çok geç oldu... Soramadık.
S.GÖL
Seyrani Göl
Kayıt Tarihi : 8.6.2024 22:12:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!