Herşeyin anlamını yitirdiğini düşündüren bir devirde, bu klişe söylemin aslında şiir için geçerli olmadığının sav’ıdır anlamı parçalamak. Derrida’nın logosantrik eleştirisinde olduğu gibi, anlamı merkezileştiren bir tutum, şiirin gerçek içselliğini ve karakterini bozmak olsa gerek.
Şiirin gösterdiği izdüşüm, bizi ister istemez bir anlam sorunsalına sokmaktadır. Alışılagelmiş anlam arayışı, birçok eserin yüzeyindeki kaymağı görmeye, muhteviyata dair herhangi bir meraka sürüklememektedir. Oysa şiirin kendi evreninde herşey görüldüğü kadar basit olmamalıdır. Aksine anlamın bilinçli parçalandığı birçok eser, kendi sözlüğünü yaratabilmiş şairlerin mutfaklarından çıkan lezzetli bir yapıya bürünür.
Şiir ve şair kendini ele vermek istemez. Çünkü poetik bilinç, anlamı inşa ederken parçalanmış anlamın paradoksunu da oluşturur. Bu da bir anlamda metafizikle birlikte, gündelik dilden sıyrılmakla mümkündür. İkili karşıtlıklar savından kurtularak her zaman üçüncü bir ihtimalin olabilmesi buradaki ütopik duruşu da sembolize eder. Şiir, ayakları yere basabilen bir meta olmaktan ziyade, yerçekimine karşı koyan bir duruşu sergilemelidir. “Anlam” kavramını bu noktada amaç olmaktan çıkarıp şiirin öz’ü ve dili ile iştigal olmak, şiirin de hakettiği yerde olmasını sağlayacaktır.
Kayıt Tarihi : 19.5.2025 22:27:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!