Dışarıda kuru bir soğuk vardı. Evin içini ise mutfaktan gelen ses ve nefis hamur işi kokuları kaplamıştı. Oturma odasına kurulan sofra,
Kahvaltıyı seven benim için, eşim Nurcan tarafından özenle hazırlanmıştı. En son rahmetli annemin sofranın ortasına bıraktığı,
Peynirli çiğ börekler iştahımı dahada çok kabartmıştı. İştahla ve
Besmeleyle oturduğum sofra, - Koğuş kalk! sesiyle birlikte ortadan
kaybolmuştu. Gözlerimi açtığımda büyük bir koğuşta ve ranzanın
alt katında kendimi bulmuştum. Ne olduğunu anlama çalışırken,
Askerlikdeki ilk günüm olduğunu hatırlamıştım. Muhtemelen saat
Sabah 5 civarıydı. Onbaşının etrafında toplanan acemi erlere yatağın
nasıl yapılacağı anlatılıyordu. Arkasından ilk mıntıka temizliğini
yapmamız için çıktığımız bahçede, sigara izmariti bulmak için herkes
birbiriyle yarışıyordu. Kasım ayının sonlarıydı. Aydın İlinin ayaz bir günü daha başlıyordu. 3 ay sürecek misafirliğimizde bizi sabah ve akşam yalnız bırakmayacak kargaların çığlıklarıda taburun içini
kaplıyordu.
Kayıt Tarihi : 1.11.2013 16:50:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!