Görmesem yanıbaşımda;
Nasıl anlardım ateşsiz yanıldığını,
Kor düşerken bir ocağa obamda;
Bacalardan tüten bir dumanın ağıt seslerini!
Bir Bayram sabahı kabir başında;
Şefkatle mezar taşına sürülen eller,
Abideleşmiş neferler şehitliğin koynunda,
Alnından öpmek ister bir anne evladının,
Uzanmış dudakları ıslak mezar taşında!..
Okunurken makberde Fatihalar, Yasinler;
Yere düşen her damla yaşın bıraktığı izleri,
Görmesem yanı başımda,
Nasıl anlardım Anadolu’nun Annelerini?
Gözlerin görmediğini kızıl alevlerin,
Hücrelerine yayılan keskin acının,
Su olup yüz oluklarında akıp gittiğini;
Ve ardından dualarla uğurlanıp,
Gidip dönmeyenlerin !
Görmesem yanı başımda,
Anadolu’nun Annelerini
Nasırlı elleri, güneşten yanan tenleri
Yaşmaklı, puşulu, bindallı gelinleri!..
Her kara haberde nasıl çöktüğünü acıdan,
Bir genç kızın nasıl da küstüğünü hayattan;
Çökmüş avurtların uzaklara dalan gözlerin,
Nasıl da dermansız kaldığını acıdan!..
Görmesem yanı başımda;
Al bayrağa sarılmış bir tabuta bakışını
Gururla bir annenin haykırışını,
Savrulmayacağım dağlar üstüme gelse,
Ciğerimden her gün bir parça sökülse
Ağlamayacağım, yıkılmayacağım hainlere inat,
Vazgeçmek yok, dikilse de karşıma kainat!..
Nasıl anlardım Anadolu’nun annelerini,
Nasıl anlardım metanetlerini erdemlerini!..
Remzi ÖZMEN
Kayıt Tarihi : 21.9.2017 22:10:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!