İki “yorumsuz” yazıdan sonra bu kez yoruma, düşünceye, düşüncenin
“özgürlüğüne”açık bir yazıyla yeniden merhaba…Çok sesli, çok renkli tepkilerden sonra bu yazıda tarzımızı biraz değiştirip, sohbet havasına sokalım dedik....Sanırım bir kaç noktada “yanlış algılanma” gibi problemlerimiz var…
Efendim şu an ki ahval içinde kimseye “şirin” görünme lüksümüz olmadığı gibi, yine hiç kimsenin sözcülüğünü, elçiliğini yada kaba bir tabirle
“yardakçılığını” yapacak konumda değiliz..Günümüz şartlarında iyi-kötü, doğru-yanlış ve yalan-gerçek kavramlarının iç içe durduğu bu ortamda yaptığımız, yapmaya çalıştığımız gayretini gösterdiğimiz konu sadece
“düşünmeye davet” ten ibarettir…Gerisini insanların kendi yargılarına bırakmak “insana” duyduğumuz saygının neticesidir…
özgürlüğüne uçan bir kuşun. Anlamın
düğüm olduğu zamanlar. Bütün yaraları
denedim. Ağzımda kan tadı. Saklanacak
o su kıyısı uzakta. Dağıldım
yaşlandığım yol için. Hangi çağa gittiysem