6Her mekanik savaşın sonucu zorunlu bir mimari yapılaşmaya gider, Yani az az da olsa bir inşa söz konusu olacaktır. En azından savaşın izi olan harabe yıkıntıları, sarılmış görünecektir. Oysa Anadolu hareketinin sürekliliği, devrimsel yapılaşma ile devamlı sürdü. Sadece beşeri dış düşmanın işgalini def etmekle görevi bitmiş saymayan, süreçler içindeki devamlılıktır. Halkın büyük bir kısmı, devrimlerin bilincinde olmayabiliyordu. Hele halkın ulül emir dediği halifeliğin iradesini, kendi iradesi bildiği yapıdan geliyor olması, demokratik atılımların kabulü bağlamında, tam bir handikaptı. Seçme seçilme gibi bir demokratik hak halifeliğin nezdinde, şeran aykırı bir uygulama gibi olabilen durumdu. Yeni süreç içinde halkın seçmen olma gibi bir demokratik görevi de vardı. Seçmenlik gibi demokratik görevi, halkımız kullanır oldu. Halkın seçme seçilme uygulamasını sahiplenir olması, yine halkımızın, yeni süreci kısmilikle de olsa, benimsemesi, bir mucizedir.
Bu, var olan bir tomurcuğun, şartlarında açılması idi. Anadolu çiçekleniyordu. Eskisinden kopuşla, bir üretimin paylaşım yapılaşması, ilişkisine dönüşüyordu. Eski süre gelen yapıya göre yeni yapının algılanışı içinde verilenler gasp ve şiddet gibi gelecekti. Bu ikili dinamik, uyum ve uyumsuzluk; yeni çiçeklenme durumu için, kazanılacak hak ve yükümlülükler de, bir devrim süreci oluyordu.
Yani, yeni haklar edinme ve hak gaspı var kuruntusuna kapılma, kendi zaman zeminindeki sosyal koşulların yine kendi izafi çelişmelerinin, somut oluşmasını yaşıyordu. Olayların hızı, halkın olup biteni kabullenmesine göre çok hızlıydı. Olayların hızlı olması nedeniyle oluşan, halkın kimi uyumsuzlukları olmuştu. Ki hiçbir dönem için adeta olmasa olmaz türü kaçınılmazlıklardır bunlar. 2008’de bakılışla, bazı kerameti kendisinden menkul aydınlar için de bu olumsuzluklar, savunulacak akıl ve fikir özgürlüğü olacaktan bir, akıllılığın nazar boncuğunu temsil edecektiler!
Dünün köhne yanıyla savaşan toplumların yarınları; verimlilik harcı ile oluşurdu. Bu başarılamadı mı, aklın iç sinmesine, aklın verimliliğine, sığdırılamayan sürüş ve uzanımlar, naklin kolaycılık ve menfaat ilişkilenmesine bürünürdü. Bu gibi bürünmeler de, kişiler ve zümrelerin, oligarşik olan ikbal süreçleşmesine dönüşürdü. Atatürk’ten sonraki süreçlerde, Anadolu’nun doğumu, rahimde boğulacak bir harekete dönüşecekti. Artık bu dinamikçi rahim hareketi, başı bağlı doğmaya başlayacaktı.
görünmez bir el kilitler kapılarımı,
miskinliğimden değil bu minnet
çaresizim seni sevdiğimi söyleyemem.
Dilsizim.
Değerli arkadaşım ,çok derin konuları işleyen bu güzel yazını okudum. ÇOK GÜZELDİ. başarısızlıklar geçmişe özlem yaratıyor.
Ne yapalım, bu gün ki ortamda mutlu olmayı başarmakta büyük başarı bence. Sevgilerimle.
Bu şiir ile ilgili 1 tane yorum bulunmakta