Verilen dinamik kökleşecekti. Yaratılan teşebbüsler kimi kez atıl kalıyordu. Kalkınmadaki bölgeler arası dengesizleşmeler güvenlik algısı boyutu ile sınırlanıp, süreç kangren oluşumları bünyesine sarmaya başlayacaktı. Yapı hantal bir yapı olacaktandı ama gelişen, kendi zorlukları ile zaman zaman uluslar arasında, iddialı da olabilen bir kapasite yaratılacaktır.
Ne var ki buralarda kimi kökleşmelerin üstüne artı gibisinden yaratılan, gel geç, iktidarların, kendi ömrü ile sınırlı, iktidar destekli hısım akraba partili taallukatından türedi teşebbüsler çıkacaktı. Kaynak talanları, halka; enflasyon, durgunluk, olacaktı. Uluslar arası sıkı borçlanma kıskacı, toplum yaşam biçimi olaraktan, borç yiğidin kamçısı olacak! Borçlanmanın yükü halka dayatılacaktı.
Ata'nın uygulamaya kazandırdığı karma ekonomik dinamizm tu kaka ile İMF ve emperyalizmin dar boğazına liberalci hortumcu vıcıklanmalarla, özelleşme diye bir yağma ve talancı tutuma sokulacaktı. Siyasetin kayırma ve kadrolaşma torbası, tayin, atama gibi şevk kıran sürmelerle kitler bir yağma alanına, verimsizliğe dönecekti. Seçilen milletvekilleri kit ve polis, öğretmen, asker tayinleri ile dama taşı ile oynaşılır gibi, oynanan yapılar haline dönüşecekti. Her siyaset, kamu kurumlarına siyasi bir baskının tehdidi olaraktan memurlara, haritada yer beğenmeci, havuç ve sopası tayini olaraktan dayatılacaktı.
Böylece ülkenin gelişmemiş bölgeler arası gelişmişlik farkları, cezaya müstahak olunur yerler gibi tayin uygulamaları ile sürgüncü uygulamaya sokuluyordu. Üstelik yarattıkları bu garabet toplumlar huzursuzluk karşısında önlerine konduğunda da biz et ve tırnak gibiyiz, ülkenin her yeri birdir. Gibi aburluklar içine düşen siyasetler, hiçbir zaman bunların siyaseten, hukuk karşısında hesabını vermediler? İhmal edilen bölgeler arası dengesizlikler ve plansız gelişmeler, korunan feodal süreçler, kanayan yaramız ve kaşınan yumuşak karnımız olacaktı.
Karma ekonomi, dünya krizlerinde, kendisini döndüren, süreçleşen, ayakta olabilen, en azla atlatılıp, belki de Dünya krizini, yarara çevirecek, geliştirilen bir tecrübe olacaktı. Bu döngüselliğin yaşanması, karma ekonomici durumu, insanın kendi kendisine sorgulaştırmaktadır. Çünkü üreten ve paylaşan bir ekonomi, kapitalizm gibi kendini, hemen ve sık sık krize sokmayabilecekti.
Gazi'nin hareketi, bireysel sanatın, toplumsal sanata dönüşen, bir yegâne oluşudur. Başlangıçta olmayan ama tam bir durumdan akıllıca toplum yararın görev çıkararak, bir sürüklenişle içinde kulaç atmayı ortaya çıkararak bulunduğu kaçınılmaz mekanik savaşı, o; olmadan gerçekleşemeyecek yarara çevirme, Gazi hareketinin tek oluşunun somutlanışıdır.
Bireysel sanatı hep biliriz, sonunda halka ve topluma yansır. O ülkenin sanatı olur. Ama bir ülke ki, toplumsal organ el devinimle sanat yaratıyordu. Yoklukta, yokluk anlayışında bir mekanik savunma ve insan becerili savunma ve hedefleri belli mücadele ile akıl durduran, parmak ısırtan bir düşünme estetiği ve eylem pratiği koyuyordu. Ortaya savaştan çok bir ilk oluşlar üretimi konuluyordu.
Bundan, sürecin akışında, mobilize organize hareketle, zaman ve yer bağlamlı devinen bir üretim çıkacaktı. Üretim gücü ve üretim ilişkisinin ortaya konuluşu vardı. Teşebbüs vardı, finansı yoktu. Bir ekonomi, finanse edilecekse, “finansı bulunmayan bir ekonomik toplum”, sanatını yaratacaktı: İMECE usulü. İmece oluş, bir finans oluşun çok akıllıca düzenleniş ve fiili ilişkilenişi idi. Mevcut sistemlerin bulup değerleyemediği bir yararcılığın ekonomik dönüşümlere ön envanterler hazırlama taktik ve metodu idi.
Burada çalışabilir olan halk, toplumun bireyi biçimine dönüştü. İmecede halk gelip geçici de olsa üretim gücüne dahil olan düzenlemelerdi. Toplumsal yapıya halkın geçici organik ilişkilenmesi idi. Dolaysı ile eser ve sanat, ortaya koyan yapı, tam anlamı ile halkın sanatı idi. Kendi kendine organize olabilen, sürekli olmayan, sistem dalgalanmasıydı. Halk; finans ve üretim gücünün ve üretimin ve ilişkilenişin kendisi olan, değişkenleşen, bir üslenmedir. Harikulade bir mobil düzenlenişti.
Bu hareket biçimi bütünün parçalı, ama bütünsel devinimi idi. Bu çok dikkate alınması gereken, toplumun devinim karakteri ve toplumun sanat koyma yöntemi idi. İlkti. Kendisi yatırım oluyor, kendisi finans kaynağı oluyor, kendisi kendisinin amortismanı oluyordu. Kendisi kendisinin öznesi, idi. Kendi kendisinin etken ve edilgen öznesi oluyordu. Bir emeğin, soyutlanıp, sonrada donmuş emeğine, dönüşebilen, kendiliğinden birikim biçimli ve fiili biçimini tutumlaştıran bir sanatsal var oluştu.
Başaramayan yapılar, mekanik savaşı kazansa dahi, akabil devamları olmayıp, süreci sürdüremeyen yapıdırlar. Ya da gecikmiş yol alışı, uzun erimli zamana yaymıştırlar. Böylece, kısır verimsiz geriden gelen, kendini toplumun dalgalanmasına bırakmış, gönenci olmayan, bir cendere içinde tutulan yapıdırlar.
Oysa Anadolu hareketi, 200 yıllık gecikmenin takribi %60'lik kısmının üretim inşasını 15 senelik sürece sığdırılan yapı olarak, kesiksiz ve sürekli mal ve hizmet görünümlü üretilişidir. Bu sürdürülebilirlikle oluş bir sanat ve uygarlık koyan harekettir. Sanatı olmayan anlamaların uygulaması da pek olmazdı. Türkler bu süre içinde uçtular denen bir izafe anlayışa mazhar olacaklardı.
Sürecek
Bayram KayaKayıt Tarihi : 3.7.2010 00:00:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!