'Adam' anadan doğma hüzünlüydü.
Böyle düşünüyordu. Düşüncesinde de içtendi.
Düşünceleri içinde kendini yalnız buluyor bunun acısını çekiyordu.
Yitip giden zamanın dipsiz derinliklerine inmekle kalmayip,
Karanlıklarında kendini boğuyordu.
Tutkularını sınırlayan geçmişin karanlıkları
Ruhsal acı gibi derin, bedensel ateş gibi sürekli,
Büyük bir işkenceyle ruhunu yakiyordu.
Yaşamın her saniyesi,
Her dakikasi tanımlanmaz bir hüzün birakiyordu yüreğine.
Düşünceleri dile geliyordu:
Ey! hayat ne çok sırlarım var sende yalnızca seninle paylaştıklarım.
Ve ne çok sırların var bende, kendimle bile paylaşmaktan kaçındıklarım! ...''
...
Avuçlarının içinde; kederli, derin, ve özgün bir göz olmayi ve de o göz'le dünyanın nasıl dönüp durduğunu seyretmeyi bilmişti...
Çeşitli biçimlerde kendi kendisinin izini kaybetmiş ruhsal çöllere karışıyordu.
Tükenmiş olan iç kaynaklarını yansıtan çorak yerlere doğru
öyle bir göç ki..
Gerilim akımlarına kapılmişcasına soluğunu içine çektiğinde
geçmişi onu karnındaki sinir ağına zımbaliyordu...
Hüzün; her ne demekse onun bilinmezliğinde -ruhsal savaş'ı- yalnızca şiir'e değil
hayata da bir vedaydı...
Kayıt Tarihi : 29.9.2006 19:57:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.

hayata da bir vedaydı...
.........................................................
Bazı insanların gülerken bile gözlerinde o hüzün hiç kaybolmaz ya..Gülüşleri bile hüzün doludur..Öyle bir yüz geliverdi gözümün önüne..Yaşama merhabayla başlıyor hüzün sanırım...Hüzünlerle yaşamak yaşayabilmek başarı sanırım...
Ustaca bir şiirdi..Kutlarım..saygımla..
hayata da bir vedaydı...'
........
Tebrikler .
yazmak bir hastalık ama tedavi eden bir hastalık...
tebrikler...
TÜM YORUMLAR (3)