sessizliğinde seni arıyorum
yalan söyledi ay ışığı yine
dön artık kendine
bıraktığın kıvılcımlar körelmeden
umudun yeşerdiği yerde
dünün yağmurlarına tanıt kendini
kıran kırana
suda iki çubuk
suyun kucağında
yarışıyorlar
biz insanlar
barutla ateş gibi
ellerim meltem rüzgârlarında
uzatmalı sevgili
düşüncem düşerken
günler ertesi
sekizgen uçlarına
başlangıç vuruşu baht oyununa
dayanmaz yollara
bu ayakkabı
durmadan eşinen toprak
ve yağan yağmur
kapımın eşiğine
kadar uzanan çamur
mor sabahlarda tanıdım seni
yüzerken ayılmamış teninde
yorgun çizgilerin hedefinde gözbebeklerim
sen değildin kokan bayat tütsülerde
sarkaç olmuş ayak seslerin kulak memelerime
düş vurgunu güneş saklıyor şimdi çemberinde
Sönmeyen bir meşale değildir sevinç de yas da
Kırmayalım kalpleri şu fani dünyada
Sonunda olacaktır her beden toprakta
Artık kapalı perdeleri açalım da
Buluşalım mutlu yollar kavşağında
yaşamın pençesine yakalanmışız
sabahın aydınlığı kan kırmızısı
gün penceresinde
zamanımız delik deşik
diz çökmüşüz önünde
düşlerimize ağ örmüş
avaz meydanında açık eller
sevaba mı günaha mı eylem
büyümemiş saflığa kör tırpan
gebe mi geleceğe
kalıplara bir beden fazla
rendelenmiş zemheri
özlemler uzaklarda
biliyorsunuz
kolay değil ulaşmak onlara
bazen yolları tozlu
havası bulutlu
korkunç tafraları da cabası
güneş açmış baharda
toprak sevinçli
esneyerek uyanıyor papatyalar
bakınarak etrafa
katılmak için şenliğe
giymişler beyaz eteklerini
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!