Hani o toprakla buluşan
Hani iki yürek çarpışırda
Kıvılcımlar saçılırken
Dökülen gözyaşları var ya.
Benim matemimi bir Allah biliyor
Bekle!
İçinde seni sıkan kırgınlıklar oldukça
Gözlerin yürek tanımaz ebedine dalmış
Hicrana sarılmış denizin dalgalarında
Aklın, gidip gelen usulsüzlüğünde aşkın.
Bekle!
Erken kalkışlarım var sana dair
İçimde barınamayan
Uykusuzluğum.
Gözlerim de tutamadığım senli
Hayalin... ''soğuk bir baş ağrısı''.
Olma yanım da, boş ver gitsin...
Bıraksam intihar eder çekmez kendini
şu fırtına sürüklerken yaprakları gözümden.
Kırılan ağaçların gururu yerle bir
onuruma sataşır, her şeyi döker yüzümden.
Bu fırtına içimde aşk'a değmiş bir kadın
bir depremdir şiddeti büyük bir günah!
Yalnızım karanlığımın tam orta yerinde
Biliyorum ben aklında gene yokum
Her zaman olduğu gibi hep aynı sahnede
Hayatın çirkin ve asık yüzü olurum
Her dem vuruyor hiddetini toplayıp
Hakikat bir şamar gibi yüzüme patlayıp
Bir çöplükten ne farkı var hayatımın
Ne için geçti yıllar ne vardı yaşanacak
Bir kan davasıydı özüme güttüğüm
Geçen her günün nesi var hatırlanacak
Ne gündü ama unutulmaz, heyecanı vardı…
Batmasın bu güneş yarın olmasın
Eski bir anıda yakmış kendini
Bir yabancı gibi o kadar uzak.
Araya yıl olmuş hasret ötesi
Yüreği kanrevan kara çiçeğim
Gördüğüm ölümden dönülmez uzak.
Birazcık kabahat aramaktan durmayı
Her vakit içinden geçirip bir an susmayı
Denesen ne olur!
Kirpiğine otursa sakinlik.
Bekliyorum düşlerinin içinde bir gölge gibi
İstiyorum bir topaç gibi şımartılmayı
Belki resimlerine bakıp hep ağlayacağım,
Kalbim hiç susmayacak bir sessizlikte oğlum.
Şimdi bilmediğin, o melek yüzünle bu yüreğime işleyen
Yok olma arzumu hep çoğaltacak.
Sana hissiz bir camdan dokunacağım ve bir küreğin suya değişi gibi
Tebessümünde kilometreler almak
Hür beden de her yaşın ilk
her cürümde bir filizdir coşkusu.
Sürgün verir şu ahlak meralarında
bir uçtur tazelik, hoyrat bir efsun;
tarlaya atılmış bir yonca türküsü,
seyridir varlığın ülkü yolunda.




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!