benim ayaklarımı her gün bir postacı alıp bir yerlere götürür. fonda hep umut kırıntılarının arazi vitesine takılmış tıkırtıları olur. yine de hiç yoktan iyidir diye geçirir içinden ayaklarım. sanırım postacının da antenleri açıktır kulak zamanı.
görüntü çoğunlukla yangın yerleri, kadın ve erkek ilenmeleri, sözün söze değmemesi olarak donmuştur. bir çocuğun, bir salıncağın ellerinden kurtulup dondurmaya inen sesi duyulur arasıra. ancak racon eskimez hiç… geldiği gibi gider; babasının akşam eve gelirken kollarına mahsus taktığı mahcup ve acıdan ağırlaşmış ellerine oturur.
sonra yeni uğraklar, yeni duraklar, yeni adresler… tıka basa dolar ayaklarımın anlığı.
sağ olsun, dönüşte bırakır aldığı yere ayaklarımı kalender postacı. umutsuz yaşanmaz diye işte, açarım hemen ayaklarımın anlığını.
Yalvaramam koşamam
Ama sesini bırak bende
Biliyorum ki kopacaksın
Tutamam saçlarından
Ama kokunu bırak bende
Bu şiir ile ilgili 0 tane yorum bulunmakta