Dilim, duygularımın mizan törpüsü,
Konuşsam yanarım, sussam yanarım,
Yüreğimden yüreğine sırat köprüsü,
Yürüsem yanarım, dursam yanarım.
Fırsatını bulsamda kapansam dizlerine,
Gönlüne kurduğun yer sofrasında,
Ne yesem, tamamen doyamıyorum,
Gözlerine yeniliyorum her defasında,
Hislerime karşı koyamıyorum.
Ruhumu mest eder, o naif sesin,
Yemini tazeliyelim sevda akdinde,
Yüreğini üzerine koy yüreğimin,
Yağmurlu bir gecenin seher vaktinde,
İçten içe çığlığını duy yüreğimin,
Ciğerim alev alsa, dumanım tütse,
Benden baharımı çalan sen değil misin?,
Seninde baharın olmasın dalların çiçeklenmesin,
Tüm dünya sevincinden ayak vururken,
Bir tek senin yüzün gülmesin.
Hatıra ile hatanın arasında yerin,
Belki de haklısın başa belayım.
Kayıp bir düşüm, bitmiş rüyayım.
Sana serseriyim, sana müptelayım.
Peşinde pervane olan adamım.
Umutları bir bir solan adamım.
Ağla ey gözüm,
Yüreğinin orta yerine saplanan ok var,
Elinde avucunda sadece yok var,
Gecenin zehrine bulanmış gözler,
Karanlığa gömülmüş, şekiller, yüzler,
Sabah olmasına bir hayli çok var.
Ne kadarda çabuk tükendi yıllar,
Yitirdiğim günleri sayamıyorum,
Yanlızlık zindanında kandil parıltısı,
Gökyüzü hasreti,
Ve gölge izlerinin arasında,
Duvarlara hasret çentikleri bırakıyorum,
Tek limanım sensin, tek sığınağım.
Varışım sanadır, anlamazmısın.
Kah kar olurum, kah sağanağım,
Yağışım sanadır, anlamazmısın?.
Saat gecenin üçü bir yanık beste.
Ayrılığına bir saniye dayanamadığım,
Kıymetini kaybedene kadar anlamadığım,
O biricik kadının yokluğundan yazıyorum,
Elleriyle oyaladığı çemberi bağrımda,
Kokusu burnumda, sıcaklığı avuçlarımda,
Gözyaşı olup göz pınarlarımdan sızıyorum.
Bazı insanlar vardır,
Nasıl hissettiğini bilmezsin,
Nasıl düşündüğünü,
Nasıl sevdiğini,
Nasıl sevildiğini anlayamadığın gibi.
Babam öyleydi mesela,




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!