Ellerinde tutmak isterken sevdayı, sarı çiçeklere yazdım düşlerimi,
Oysa eflatun saflığında hisler toplamıştım senden.
Bir yaz meltemi eserken gönle,içerimde sarsılmaz umutlarımla,
İstanbul gözlerimde sevda, saklama benden, gönlüm bırak büyüsün.
Gönül doymaz bir başka yerde, ne sunarsan sun altın kafeste bülbül.
Sen gönlüm!
Hep düş tadında hisler beslerken,
Hayat katılığında adımlar neden?
Çık aklımdan savrul sonsuza.
Gitmeden geldiğin mecralarından.
Bak siyaha yenik düştü gözlerin.
Seni bulurum, sabah ayazında, yapraklarda çiğ tanem.
Bir gün uyanışında,homurdayan şehrin sokaklarında,
Kuşların kanat çırpışında, gaga hevesinde tutunurum aşka.
Ben kirli zamanlarımda senle arınırım gözyaşlarımla.
Seni bulurum, sis çöken sokaklarda, ışık olurum umutlara.
Bana sensizlik çöllerine giden patıkalar çizme, tuvalim yırtık.
Susuzluğuma güneş olma, Kar ol ıssız dağlarımda.
Toprak kavrulmuşluğunda bulmuş çareyi, yağmur buluta tutkun,
Rüzgarlar son notayı ıslıklar, kulaklar duymaz o mahur besteyi...
Rakseden çengi şıngırtısında zaman,sağır haykırışında gece,
Okunası şiirler yazdım.
Tıpkı bakılası gözlerin gibi.
Rüzgarlara yükledim virgülleri,ünlemleri,tüm işaretleri,
Harfleri yüreğimden söktüm, yeşile,maviye ala boyadım.
Sana ağladım, gözyaşlarım, gün yüzlü gözlerinde biriksin diye.
Ol kanatlı kelebek dur dedi sise perdeye.
Dalga kıyıya vururken, usul ve sessiz.
Dağlardan kopup gelen çığlar gibi hesapsız,
Bin akşamdan birinde içmeye geldim.
Sen sırdaşım ol.Gölge düşmez sıcakta erirken buzlar.
Horozlar duyar sesini esneme öyle,
Ovuşturma gözlerini, içerim esir kalsın.
Tarama saçlarını ay kıskanır ipeği,
Yollar uzar bakma öyle enginlere,
Sen bilmesin ırakları,
Öteler sana uzak, bana yakınken doğu,
Peri kanadında tüy olsam
Bulutlarla kucaklaşıp dağlara selam dursam
Esen yellere katık edip kokunu
Yaysam papatyalara ciseni
Bir gelin elinde tığ gibi ince
Örülsem gergef gergef,
İçimi çıkarıp önüne koysam.
Bilinir mi acep giz dolu sırlar?
Bin nefes alıp birinde gülsem.
Bilseydim, gönül göllerim, nasıldır,nerde?
Sana döner gece, gündüze asılmış perde.
Hey zifirin karanlığına düşen çığlık,
Saklanmış yakomozlarda mavilik geceden.
Tül ağırlığında yüküm,taşımak omuzuma nimet.
Yüklenmek yokuşlarda, çakıl döşeli yolda zilleti.
Yokuş insana yeter külfetmiş, ufka düşen gölgede.
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!