Dünyanın bütün makamlarından istifra ediyorum Allah'ım ve bütün dünyalılar istifra ediyor beni
her savaşın hep yenilmem için mi daha fazla
kaç kurda kaç kuzu
az tuzuma kaç yara
çok har eylemişsin acılarımı
çok yalaz eylemişsin gözyaşlarımı
Sen kötü bir şiirsin
buruk bir türkü gibi karanfilsin tarçınsın
hayatımın siyah-beyaz filmi oluyorsun artık
sevmek zamanı yitik aşk hikâyeleri
kızıl, kızıl, kızıl ve alaca
ey titreyen ellerime mektup
ey korkulu sesime türküler
keşke ben de seninle gelebilseydim
bu bozkır zorlu kovboy bey
kır çiçekleri artık beni hiç ilgilendirmiyor
Çiçekler koparıldıktan sonra ne kadar yaşayabilir, hiç düşündün mü Kovboy Bey
sardunyalar eksi bilmem kaç soğuğa kadar dayanabilir, peki ya çocuklar nasıl alışabilir babasız ve bedensiz savaşlara
artık ben de inanmıyorum bu dünyanın güvercinlerine ve zeytin dallarına
senin de içinde kızılderili gibi çarpışan bir sancı yok mu Kovboy Bey,
peki ya kaçan kim, kaçan, hep kaçan ve sonra vurulan
onlar için ne fark edecek, bu dünyada ha bir çocuk eksik ha bir çocuk fazla
Günlerdir içine ağlamaklı, kırkı çıkmamış cenaze evi gibiyim Kovboy Bey
ikimize de ateşin düştüğü yer diyorlar artık
bu ağır yaralı çok kanamalı şiir kazasında yine bana eşlik et Kovboy Bey
korkarım ben, yalnız bırakma beni çok uçurumlu dize sonlarında tut düşlerimden
tüm suçlarımı şiir üstlenir sanmıştım bir zamanlar, çok redifli çok ölçülü ve heceliydim bir zamanlar
şimdi çeyrek kafiyelerimle beni bağışla bu acı hayatın en detone nakaratında alegoriyle atlattım hep ben bu kavgayı başka türlüsü çekilmezdi ki Kovboy Bey
kızıl, kızıl, kızıl ve alaca
ey titreyen ellerime mektup
ey korkulu sesime türküler
keşke ben de seninle gelebilseydim
bu bozkır zorlu kovboy bey
kır çiçekleri artık beni hiç ilgilendirmiyor
İçimde yarı-açık bir cezaeviyle yaşıyorum
herkesin suçu oraya havale Kovboy Bey
benden daha çok üşüyor gardiyanlarım
koğuşlarım dokuzuncu hariciye
kuşlarım intihara meyilli
hiç çıkmıyor aklımdan, gözlerim doluyor
Hiç unutmadım ki
şairler çok gülmez demiştin bana kovboy
bol gülücüklü bir fotoğrafın altında...
sen neden çok gülüyorsun diyemedin
ağladığını da belli etmezdi çünkü herkese bir şair
bölerdim balkonda uykusuzluğunu
Yağmalanmış baharların gibi öksüz
yarınların var
her şeyden garip
herkesten uzak
bilinmez
ufukların ne getireceği
Bazı mevsimsiz soğuklar bana çok benziyor
hastalıkla anılıyor artık en sağlam yerlerim
ve böyle havalarda ben hep sana çarpıyorum
iki imkânsız olarak kaldık fotoğraflarda
oysa sen bana haziran gibi bakardın
şimdi şu nisan arası hüzün ve kar




Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!