Geçip gider...
Alnıma dokunur ince zaman;
Aman bir rüzgar bu,
Aman bir rüzgar;
Tutamam!
Gözlerime yıldızlar dolar,
Nefes nefese rüzgâr...
İçimde 'öylesi' bir çığlık var:
'Nerdesin aşk? '
Denizlere yürüyen su,
En acı, çaresiz günümde benim;
Arkadaş, can, dost, yar anneciğim!
İçimdedir hâlâ sıcak şefkatin;
Sen yine sevginle sar anneciğim!
Bir aşktır İstanbul
Kaç aşık, kaç kuşatma…
Yıl 1453
“Fatih’inin girer koynuna”
Bir gemidir İstanbul
Hava parçalı bulutlu, ağlamaklı, tedirgin!
Rüzgârların kanatlarında gitmek istiyorum.
Özlediğim ne çok şey var öyle!
Yağmurları damla damla öpmek istiyorum.
Bahar olmak istiyorum; bana ne!
Ah, aklımdan neler geçer!
Bir kuş su içer; susar dünya!
Yapraklar yapraklarla konuşur.
Kuşların seslenişi rüya.
Ah, aklımdan neler geçer!
Vakitler öyle dar ki...
Hep onu düşünmeliyim; onu...
Gel geç sevdalar peşinde miyim!
Çağrıldım çağrılacakken...
Vakitler öyle dar ki...
Ne varsa terk eyledik; ne oldu; anlamadım!
Ve böyle birdenbire… sofralar da değişti!
Hani kelimelerim, bestelerim, şiirim? ! ...
Ne oldu, nerelerde dünüm, bugünüm, yarınım? ! ...
Nerede oyunlarım, saflığım, masumluğum? ! ...
Zamanı öğütmeye alışık
Saatler duvarlarda tık tık...
Hep böyle başlayıp böyle biten...
Kim böyle vedalara tanıdık?
Uzak, çok uzak bir diyardayım.
Belki diyorum belki ha bugün ha yarın
Alıp götürecekler beni!
Bekliyorum, gelin; firardayım!
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!