gecenin pençeleriydi sırtımızdaki
yarım yağan yağmurdan
hemen süzülür paçalarımızdan kırmızı
yalpa yapan varoşların
çıkmaz sokaklarında serpildik
dün gece çok içtim
şarkılarını dinleyerek
çocukluğumu sevdim biraz
maziye dönüp
hayata dair acelem yok
yağmur altındaki
kargaların parıltısı var şimdi
yapraklardan sarkan damlalar
sabah, kapımda
uyku uzak gözümden
.....
olsaydın Tanrı
alır götürürdün beni
çocukken
sapanımızın hedefi olan
kuşlar
son nefesleriyle çırpınarak
suçsuz düşerlerken
verimsiz
dostum oldu
emzirdiğim çicekler
bahar içimde
içtiğim şarap
harbi delikanlı
avluda ilk gölgemi farkettim
toz toprak içinde vurur
karşıdaki yaşlı duvara...
üzerine konan kiremitler
tatlı çiseyen yağmurla birleşir
gökyüzü toprakla
kokusu havada harman
sarkar içeri yeşille
küçük penceremden
savrulur damlalar
kentin bulutlarından
sabah uyandığında
kaybolursun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!