Ilık bir yel eser,
Höpleğin tepesinde,
elif diye..
Bir garip mezar üşür,
yapayalnız,
tozlu yolun kenarında,
Son bulacaksa ömrüm eğer,
sana yakın bir yerde olsun.
Rahat bir yatak istemiyorum,
sana yakın olsunda,
varsın olsun sokak ortasında,
o vakit üstüme sen gel.
Görebilsem gündüz dedikleri şeyi,
güneşini görebilsem.
Olmadı,
gecede bulabilsem kendimi,
yıldızlarına uzanabilsem.
Sonra;
Merhaba kedicik,merhaba..
Saat gecenin,bir yada ikisi,
Gözlerin ışıl ışıl yine,o masum bakışlarında.
Gözlerime bakarak kapıda bekliyorsun beni,
Ben yine eski ben,
dün gördüğün o mahsun adam,
Dünya denen bu yalana gelmişim,
bir canıma bir başıma.
Çoğu zaman ah etmiş,
bazan olmuş gülmüşüm.
Çile çökmüş omuzlarıma.
Günlerim yalnız,sessiz
Amcamın sandalyesi,
kapı önündeki sekiydi.
Üstündeki eskiler hep aynı,
bir pantolonu,bir köyneğiydi.
Şimdi yıkık evinin bir köşesinde,
boynu bükük gördüğüm sopa,
Niye dökülür durmadan gözyaşım?
Nedir ağlatan böyle beni?
Nasılda gölgelerde,duldalarda kalmışım.
Karanlık neden yığmış üstüme,
soğuk cüssesini.
Gecelerim bir garip,bir garip oldu günlerim.
Gözlerin giriyor berduş rüyalarıma.
Bugün bir kere daha battın içime,
dönüşü mümkün olmayan sevdiğim.
Her seni düşündüğümde,kışa bürünüyorum,
düşman kesiliyor bedenim sensiz baharıma,
Felekten çalsam şu geceyi bugün,
uysam bir gözü kör şeytana,
şişeleri sıra sıra etsem,
kendimden geçsem
geçsem diyorum.
Salıncaklar vardı demin o parkta
rengarenk salıncaklar
ve üzerinde;
cıvıl cıvıl,allı pullu çocuklar
soğuk bir rüzgar geçti sonra içinden
çocuklar kayboldu
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!