Bir elinle ateş verdin
Bir elinle gül
Gel de çöz bu muammayı,
Ateşinden kalan kül
Hangi nazar ehli,
Dokunmuştu dünden zül
Gecelerimden kalan,
Gündüzümde tül
Ezelimden yazılan,
Üzerime birden düşen
Acılardan ilmeğim,
Gülmüyor şimdi gülşen
Uzun ince yollarda,
Aksak topal kalırken
Şimdi açılan kapıdan,
Tatlı biber alırken.
Aynasından görünen
Ya bir deli ya bir meczup
Okkasından pamuk,
Dökülürken zahir mahçup
Aldanıp da inandık,
Aldanmadık kandık
Kuş dilinden lisanı,
Bizler masum sandık.
Sarraf ehli altın okur,
Sarrafı peki kim okur?
Akan dere karışınca,
Irmağı mı dokur?
Ali Cengiz oyunu,
Beyaz siyah sürünür
Bilgeliği parlatan
Haksızlığa mı bürünür?
Yağmur yağar seller akar,
Belki canlar yakar
Her niyetten doğan olgu,
Muradın şemi yakar
Bilinmezlik içinde
Kömezlik körpe akar
Meçhul Bilge yürü dedi
Uçuruma kim bakar.
Sürüsünde kurt kuzu
Dolaşıyor bir olunca
Gönül halden solup
Gözyaşıyla dolunca
Hangi Bilge saf altın
Kurtluğunu koyunca
Masum vicdan aldatmasın
Nefsi ile doyunca.
Mehmet Tevfik ELTAS
Mehmet Tevfik EltasKayıt Tarihi : 28.7.2025 08:06:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Kanmak ise
Daha gönüllü
Daha saf...
"Kendim ettim kendim buldum" gibi,
Tebrikler Mehmet Bey..
TÜM YORUMLAR (1)