Ne mezhebin alçak, ne sözün kaltak,
Sözünün edebi yok, dilinde nifak.
Ben mertin yanındayım, eğilmem korkarak.
Senin dilin karanlık benim sözüm şafak.
Sen şiir yazdım san, ben koku aldım,
Söz değil döktüğün, pisliği saldın.
Edebini bilmezsin, arda kaldın,
Yiğit anadan değil, babadan yürür.
Benim kalemim temiz, gönlüm arı,
Sözüm mertçe doğar, keser karanlığı.
Senin şiirin çöplük, benimki ışıktır,
Hak bilir, halk duyar, farkı açık’tır.
Şiir dedin amma, kokusu fena,
Kelimelerin paslı, yüreğin yana.
Kime dersin ozan, haddini aşma,
Ağzından düşmüyor küfür, bahane.
Alçak anaya söver, mert babadan yürür,
Kendini bilmezler karanlıkta ürür.
Benim cümlem arı, seninki bulanık,
Sözüm taş kesilir, yüreğine vurur.
Ben sazla söylerim, sen kinle dizersin,
Edep bilmeyene laf niye bezersin.
Şiir der ki: “Sözün yürekten çıkar,
Dili kirli olan, kendiyle ezersin.
Kayıt Tarihi : 15.11.2025 15:08:00
Şiiri Değerlendir
© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.




Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!