Çok yoruldum, yıprandım; yıl yıla karıldı
On sekiz yılımdan bir gerçek söyler misin?
Göz yaşım yok, ana ihtiyar, zihnim bağlı
On sekiz yılımdan mutlu gün söyler misin?
Yalnız hücresindeyim, müebbet yerim
Ödeyeceksin bedelini, şu şeytan rıza
Lanet diledim, gelecektir sel gibi gaza
Öleceksin kahırdan, gazadan sıza sıza
Köpek kadar haysiyetin yok, ey aciz züppe!
Kucaktan kucağa geziyor, haline yazık
Bir bir seneler geçiyor ömür takvimimden,
Yaş haneme bir rakam daha ekler misiniz ?
Zaman gidip bitecek elbet kendiliğinden
Yaş haneme bir rakam daha ekler misiniz ?
Dertlerimi derledim bir fermana yeniden,
Bal gibi, çiçek gibi süzülür de açar
Eşsiz adeta, kuş gibi şakıyıp susar
Lal olsa da dursa, inim inim dinlese
İnkar edemez, bir sözüme esrik olur !
Tanınmaz lavlı volkanın, bir an ruh olur...
Türk, şefkat sancağını dikmediğin bağ ova
Ülke, millet, taş, toprak; gavur eli kaldı mı ?
Rengarenk bayraklar kafa tutar sana bana
Kurt elinde sürünen tek bir çakal kaldı mı ?
Hayatın kısa olduğu düştü aklıma...
Milyarlarca yıldız,
Milyonlarca sene,
Yaşını bilmediğimiz kainat
Ve ömrü iki basamaktan ibaret insanlar...
Bir çırpıda biten hayatı uzatan:
Tatil dediler, işte buldum kendimi
Yedi bitirdi, tükettiler bendimi
Oturdumda, sabır dedim ya her defa
Bir mezar kazıp, gömüp attım kendimi.
Oluk oluk dert tası aktı başımdan
Dayanılmaz bir derttir bu kahpe çile
Gayri sabır yoktur tez zamanda döne
Ayna gibi parlıyor bu köhne leke
Birikti artık canımın şu cefası !
Bir ağzımda millet bir ağzımda cennet
Bir adım gerek yosunlu basamaklara
Tüy kuşlarından bir tesadüf
Ruhumu kanırtabilecek tohumlar
Çıvgın beneklerin ağızlarında
Solucan defterlerinin kıvrımlarına
Kainat kanunun kıstasını belirleyecek besin
Cansız ve kurak bir toprağa bircan ol diye,
Aşk nehrimin en kıyısına ekledim seni.
Dağlar aşıp nehrime oluk oluk ak diye,
Bir damla gibi, avuç avuç ekledim seni.
Eski yeni, elde ne varsa koy bir köşeye
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!