ben giderim
bir virgül bile kalmaz geriye
suyumun karanlığında kuyu
kuyumun derinliğinde uyku
saksofonun ağzında zenci
ben giderim zıplayarak
epeydik
bir dolu
öpücük konana dek
epey oldu
dipsiz bir kuyuda
arıyor herkes kendini
I
doğumla gelen saflığı anımsamak gerek
bir güvercin kanadı süzülerek düşüyor yere
tekil bir bellek benzersiz
anlatıcısı da yok
ne kaldı payımıza
çıkımlık soluktan başka
im
düğümü gösteren
bu nasıl bir intihardır
erken
az kaldı kavuşmamıza
bana sorma nerden geldiğimi
çünkü bilmiyorum
ne ki
geçen gün seninleydim
acımak avluda kalakaldı
parke taşlarına uzandı
teslim oldu hayatın noktasına
gül düştü yere kan akıp gitti
tulumu içinde ölüp gidenler
batmış gemiler peşinden koşup üstelik kendini haklı sananlar
anımsanıza geri döndüğünüzü kentlerden bir bir yalnız
hani tek bir ederi nasıl yoksa bir malın tek doğru da yoktu
ne ki vardı kırgın bir gönül umursanmamış hiç mi hiç
usanmış artık kanamış dizkapakları çünkü bir çocuk yaşar içinde
giderek giderek artan suskunluğunda işlemediği suçun cezasını çeken
'' O güzel insana, Elif ‘e:..'
şaşırıyor insan karşılaştıkça
neydi sözcükleri seçmekteki bu özen
karar kılınamadı diye miydi ağzındaki
hüzün kokan gülüş
desem ki sana
yaratacağım yemyeşil bir şubat
ölümcül öpüşün gölgesi olacağım
yeniden anacağım iyilik güzellik adına adını
göğsünde uykusuz ya da uykuyla geçecek gecelerim
sana her baktığımda deniz yarılacak
siirlerinizi okumaya yeni basladim; ama gercekten cok mutevazisiniz :))) bunlar gercekten cok guzel siirler :))) sizin dediginiz gibi degil yani...
artik ben de takipciniz olacagim :)))
fanclub'a alin beni :)))