İçmeden resmine bakamıyorum
Kırılırsın diye aklım çıkıyor...
İçince karşına çıkamıyorum
Darılırsın diye aklım çıkıyor...
Korkarım derdimi sana dökerken
Utanır gözümden yaşlar akarken
Satarsın gözlerinin dikkatini, ellerinin nurunu, bir lokma bile tatmadan
yoğurursun
bütün nimetlerin hamurunu.
Büyük hürriyetinle çalışırsın el kapısında, ananı ağlatanı
Karun etmek hürriyetiyle hürsün!
Devamını Oku
yoğurursun
bütün nimetlerin hamurunu.
Büyük hürriyetinle çalışırsın el kapısında, ananı ağlatanı
Karun etmek hürriyetiyle hürsün!
güzel şarkı sözü olur.
En son olarak;ikinci kıtanın ikinci dizesindeki'Utanır gözümden yaşlar akarken' ifadesinde utananın ne şâir,ne de sevgilisi olduğuna;asıl utananın gözden akan yaşlar olduğuna karar verdim ve bu hâli çok tuhaf buldum...Utanan kim veya ne diye düşündüm...Utanan göz yaşları mı?...
Sevgili ZERTOX Kardeşim,
Gerçekten alınganlık göstermişim. Bu anlamda özür dilerim sizden. Sanırım birazcık ivecen davranmış olmalıyım ve sanırım birazcık dalgın olmalıyım. Sağlıklı, mutlu ve nitelikli şiirlerle dolu günler dilerim.
Aerol, yazım size yönelik değildi. Üstelik pek çok konuda yorumunuza da katıldığımı söylemeliyim. Beni acımasızca yargılarken biraz acele ettiniz sanırım. Çok dalgın olmalısınız.
Sevgili Zertox Kardeşim,
Bu ne şiddet, bu ne celal!?...
Ben halk ozanları vge halk şiiri üzerine tek sözcük dahi etmemişken, nasıl benim eleştirilerimden bunları çıkarabildiniz doğrusu pek bir şaşırdım. Aslında 'Kitaplar Hakkında' yazdığınız notlara baktığımda bu yazdıklarınız beni gerçekten şaşırtmadı. Çünkü, Zülfü Livaneli'nin Leylanın Evi adlı romanı konusundaki yaklaşımızın ile bu yazdıklarınız örtüşüyor. Siz gerçekten Leylanın Evini okudunuz mu? Okudunuz ise, o olmasını istediğiniz, arzu ettiğiniz aşklar, sosyal konular daha onlarca tekmili birden şeyler o romanda var zaten. Şimdi, benim Cemal Safi'nin şarkı sözleri üzerine yazdığım ve bilerek bazı konularda genellemelere vardığım yazım gerçekten benim de çok sevdiğim ve gönlümde çok özel bir yeri olan halk edebiyatımıza yönelik bir eleştiri içermiyordu. Vallahi bunları nereden bulup çıkardınız an-la-ya-ma-dım...
Esenlik dileklerimle, bol şiirli günler dilerim.
Şairi tebrik etmek mutluluğuna nail oldum.
Saygılarımla....
Kendi beğeninizi öne alırken diğer beğenileri yoksaymadır asıl küçümseme. Halk şiirini küçümseyen kim? Şiirle ilgilenen hiçkimse Halk şiirini yadsıyamaz. Halk şiiri ozanlarının adlarını birbiri ardına sıralama onları çok iyi sindirdiğimiz anlamına gelmez. Arabesk bir çeşit duyguları sömürme kolaylığıdır. Her türlü şiir tarzının içinde yuvalanmıştır, bunu artık görün lütfen.
Cemal Safi'nin günün şiiri olarak seçilen parçası; bir şiir olmaktan çok şarkı sözü... Buradan yola çıkarsak bu şiri ile Cemal Safi bir güfetkar (şarkı sözü yazarı). Bu asla bir şiir değil, yazarı da asla bir şair değil. Şiir nedir? Bunu anlamak için Nazım Hikmet, Dağlarca, Atilla İlhan, Orhan Veli, Behcet Necatigil, politize olmadığı dönemler itibariyle Necip Fazıl, Cemal Süreya, İlhan Berk, Oktay Rifat, Can Yücel, Gülten Akın, Küçük İskender'den birkaç şiir okumak yeterli. Türkiye'de ne yazık ki artık yayınevleri şiir kitabı basmıyor. Çünkü büyük ozanların şiir kitapları bile 750-1000 adet basılıyor ve 3-5 yıl arasında bu tiraj ya tükeniyor ya da yayınevinin deposuna dönüyor. Durum böyle olunca büyük yauınevleri şiir kitabı artık basmıyor. Bir şairin kendi kitabını bastırması da bana doğrusu pek iç açıcı ve çekici gelmiyor. 'İşte şiir kitabım' diyen bir şair benim için pek fazla bir anlam taşımıyor. Türk toplumunun göya yarısı şair filan!... Şu ANTOLOJİ.COM'a baksanıza 15.000-20.000 şair var. Peki o zaman niye şiri kitapları 750-1000 adet ve 3-5 yılda ancak satılıyor? Çünkü herkes kendine şair ve sadece kendi yazdıklarını şiri sanıyor ve sadece onları okuyor. Kendisinden önce bayrak nerede, hangi şair şiir yarışını nereye getirmiş bununla ilgilnen yok. Bu eleştiriyi getirdiğinizde herkesde korkunç bir alınganlık... Gerçek şair alıngan olmaz. Olgun olur, eleştiriye açık olur, hoşgörülü olur, velhasılı gönül adamı, yürek kadını olur... Şiir yazdığını söyleyerek gelen kardeşlerimize hangi şairleri okuduğunu sorduğumuzda 'Kimseyi okumadım. Şiirimin özgünlüğü bozulsun istemiyorum. Onlardan esinlenirim diye korkuyorum.' gibi tuhaf ve komik gerekçeli yanıtlar alıyoruz. Oysa şiir (edebiyat) bir bayrak yarışıdır. Bayrağın nerede olduğu bilinmeden bu yarışta yer almak olanaklı değildir. Sayın Cemal Safi'nin Günün Şiir köşesine değer görülen dizlerei güzel, akıcı; ancak, bir kez daha vurgulamak isterim bu şiri değil; olsa olsa şarkı sözü. Dolayısıyla, bu tür çalışmların şarkı sözleri köşeinde yer alması ve hatta bestelenmesi gerekir.
Tüm şair dostlarıma sevgi ve saygılarımla... Kimse kırılsın istemem. Ancak, gerçekler de birazcık acı...
Binlerce yıl önce Orta Asya'dan başlayarak günümüze gelen,ve halk müziğimize kaynaklık eden halk şiiri günümüz serbest şiir yazanların bazıları tarafından küçümsense de halk şiirinin güzelliği göz ardı edilmemelidirYunus Emre'den,Pir Sultan'dan, Köroğlu'ndan Karacaoğlan'dan Aşık Veysel'den Mahzuni Şerif' ten ve daha nice halk şiiri tarzında yazan aşıklar_ halk ozanları. duygu dünyamızın sesi,gözü kulağı olmuşlardır.
Şiirin beğenisi kişiden kişiye değişir.Usta Şair Cemal Safi'nin 11 li hece ölçüsüyle halk şiiri tarzındaki şiirini beğenerek okudum.
Şu dikkatimi çekti. Önemli olan fark yaratmak. Bu yaratıcılığı yakalamak kolay değil. Bütün üstadlarda farklı bir bakış farklı bir algılayış var. Cemal Safi'nin şiirleri de böyle.Şunu da biliyorum günümüzün şiir tarzının ayak sesleri üç aşağı beş yukarı bunlar.Böyle bir yere gidilmez. Yani yeni bir duyuş yeni bir duruş gerekiyor artık. Beyinler büyüdü yazının gücü de büyümeli. Mıymıntı sözler sıkıyor artık.
Bu şiir ile ilgili 73 tane yorum bulunmakta