Küreğe asılırken burnun akıntısına karşı,
Çarpışırken dalgalarla bir sükunet içinde
Ve düşleri aralarken, öğle vaktinin güneşinde
Gerçeklik çarpardı rüzgarlarla yüzüme
Süzülürken terler ve yorgunken bedenim
Tutunurdum yükselip alçalan dalgalara
Karşı koyardım karadan uzaklaşırken
Hayatın beni çağıran karmaşasına
Dalardım ara ara, maviden hayallere
Karmaşadan uzak bir yer düşlemiştim
Dünya gelirken dosdoğru üzerime
Günbatımı eşliğiyle, rüzgarla, seslerin bitimde...
Ardından akşamüstü insan silüetleri belirdiğinde
Akıp giderdi zaman kızıllaşan günün eşliğinde
Süzülürdü deminden göğün, berraklaşırdı an
Ve koyu mavide kaybolurdu her bir endişe
Martıların sessizliği gecenin habercisiydi
İçinde gizemler; usulca dinlenirdi
Durur ve zamanını beklerdi
Yıldızlar belirdiğinde,alaycı bir sükunetle,
Mesafeler gittikçe kaybolur
Ufuk çizgisi belirsizleşirdi
Geceden elbisesini giyerdi, rüzgar naifçe sarardı bedenini
Saçları uçuşurdu ve dalga dalga vururdu kumsala
Serin akıntılarla sürüklenirdi uzaklara,
denizden aldığı güzelliği:
Parlarken gözleri, ay ışığı sahile vurduğunda
Zamanı durduran bakışları, geceyi gizemli kılardı.
Sarp kayalar gibi sapasağlam dururdu
Ve meltem gibi yumuşak bir okyayış bırakırdı
Tüm dünyaya karşı duran sevgisinin asiliği...
Kayıt Tarihi : 27.6.2025 01:39:00





© Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve / veya temsilcilerine aittir.
Küreğe asılırken burnun akıntısına karşı, Çarpışırken dalgalarla bir sükunet içinde Ve hayaller ararken, öğle vaktinin güneşinde Gerçeklik çarpardı rüzgarlarla yüzüme Süzülürken terler ve yorgunken bedenim Tutunurdum yükselip alçalan dalgalara Karşı koyardım karadan uzaklaşırken Hayatın beni çağıran karmaşasına Dalardım ara ara, maviden hayallere
Bu şiire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!