Demir yolunda bir işçiydi babam
İlk yükünü evden alırdı
Erken büyümenin yorgunluğundan
Babasız büyümüştü
Erkenden evlendirilmişti annesi
Ne zaman bir açık büfe görsem
Lokantanın camına yüzü asılı
Afrikalı çocuk
Hayat beni sevmiyor anne
Kokusunu özledim yaşamın
Neden kep köşe başlarındayım
Hesabını kime soracağım yitik yıllarımın
Kucakla beni anne yorgunum
Anılar
Veda vakti geldi size
Bir tek sizi bırakıyorum evime
Evimden çok uzaktayım şimdi
Ama üzülme
Sık sık ziyaretinize gelirim yine
Emince acının sütünü tel örgü, cezaevinde
Soyundu masumiyet, kontrollü güçle
Ölüler yığını volta atmakta, duvar çınlamalarında
Çınladıkça duvar, tel örgülerden süt yerine, kan akmakta.
Gözlerin içime girince bir akşamüstü
Mazinin tozları aktı üzerime
Kalbimin yorgun zamanları kırık
Uykular heybede
Gözlerim gözlerinin dönülmezinde
Rodrigonun gitar konçertosudur masalımız
Yasaktır umutlarımız, zincire vurulmuştur hayallerimiz
Hep yirmi bir yaşında aynalarda kalmıştır yüzümüz
Büyümeyiz
Sevemeyiz de
Hep platoniktir aşkımız
Uzandık el ele kızıla doğru
Yalnızlıkta asılı kaldı hikayemiz
Ayrı ayrı uçurumlara düşüp
Tek bir yüreğin
Ayrı ayrı kanayan parçalarına dönüşüp bölündük
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!