Çiçeklerden güldü anlattı seni
Türkü efkârıyla dinletti seni
Bahar yağmuruyla gökten düşerken
Hazanda ekimdi özletti seni
Bir dem için cihana ataş almaya geldim
Ataş ki yüreğimde hemdert oldu sevdama
Aşkın ol kıyamında kökün salmaya geldim
Gecenin kandiline alev olmaya geldim
KÜLLÎ KÜL
Taş taş üstünde değil ruhumdaki aynada
Hangi uçtan çekiversem hayatımın ipini
Yer ve gök bir olup da dönüverir kızıla
Geleni hoş görüp de sövsem mi dün gideni
LOBİDEKİ ÇİÇEKLER
Saksıya hapis mi onca gövdesi
Seyrine kurulan gözlerim sorar
Yaz ve kış yeşille duyulur sesi
Yaprağına dekor mu cam ve duvar
Bu dünya sürgününde, bir duraktır muhabbet
Sen söyle! Dinleyeyim; aylak, başıboş dersin
Yaz sandığım zemheri, neresindedir cennet!
Şarabından bir yudum, içti de sarhoş dersin
Gönlüm âzâde benim yâdında sevdalarım
Bazen arşa değiyor ani feveranlarım
Benle benin kavgası râm oluyor zamana
Sanır ki elalem zahirde ruh-u revanım
Kızılı bayrak yapan şanlı asker bizimdir
Vatan için canından akan kanlar izimdir
Ay yıldıza göz diken alçaklar münhezimdir
Yurdum için uğruna baş koyduran azimdir
(kızıma)
Bir hikâye anlatsam sana
“İyi ki doğdun Asya, nice yıllara”
Desem mesela,
Ne sen beni dinleyecek yaştasın
ÖYLEYSE DE…
Kırdın mı zincirlerini çocuk!
İçini perdeleyen onca hayalet
Sefil karalar kayboldu mu zamanından
Yanılsamalara kurban ettiğin “ben”in,
Nasıl bir yürüyüştür bu!
Geceyle gündüz el ele, rap, rap…
Bir şeyler söylüyorlar
Bir şeyler söylüyorsun
Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!