Zaman geçiyor Akmaral, iğdeler çiçek döküyor bak. Şehrin yolları nefhasını kaybediyor. Farkında mısın biz de... Artık ne içimizde koyu maviler ne çiğ sarılar var. Yalnız gri bir burukluk... Sızısını kaybetmiş yara, sargı istemiyor Akmaral. Kalakalmışız öylece. O da değil aslında. Kalakalmayı kabulleniş gösterdi tünelin sonundaki ışığı. Işık mı? Ne ışığı Akmaral?Kuzgunlar tünemiş dallarımıza, biz bahar öykülerinde şafak türkülerini çoktan unutmuşuz. Dilimiz varmıyorsa da ağıtlara, bir matem halini kanıksamanın şaşkınlığı ile düşmüşüz içimize. Kervan da geçmiyor oradan. Hangi el uzanacak, bilmiyoruz. Akıbet Yusufça mı, Yakupça mı olur? Ne dersin, Akmaral ?.. (küçürek öykü)
...
Taner Eker
Yoklama defterinden tanımadım sizi,
Benim haylaz çocuklarım
Sınıfın en devamsızını
Bir sinema dönüşü tanıdım
Koltuğunda satılmamış gazeteler
Dumanlı bir salonda
Devamını Oku
Benim haylaz çocuklarım
Sınıfın en devamsızını
Bir sinema dönüşü tanıdım
Koltuğunda satılmamış gazeteler
Dumanlı bir salonda