Dimdik durdu.
Bronz, bir heykel gibiydi.
Etrafına bakındı, çember gözlüklerinin altından
Ortalığı sessizliğinde boğdu.
&&
Bu gün gözlerim yeşilde dolaşıyor.
Oksijen soluyorum, bu gün etrafımdaki doğadan
Bu gün yine daldı gözlerim
Seyrir dururdur bir şeyler olacakmış gibi
Düşünürüm.
Dalmış bakarken uzaklara
Gamlıyım yine ben oldu da akşam
Düşünüp dururum gecem olmadan
Erkenden oldu’ da, yine şu akşam
Düşünüp dururum gecem olmadan.
Uzun bir yoldan geldim, nereden geldin dersen
Dağlar tepeler aştım, kan ter içinde kaldım
Dinlenmedim durmadım, dağdır tepedir derken
Sonunda akşam oldu, olduğum yere vardım.
Neydi o, zamanlar.
Neydi!
Bir zamanlar, ruhumu okşayan
Baktıkça!
Gözlerimin, pasını silen
Yeşile başını yaslamış, mışıl, mışıl uyuyan mavi koylar.
Bir nefsine bin can feda olsun seni sevdim,
Gülzar gibi göğsünde, yatıp ölmeye geldim,
Kalbimdeki aşkınla, bu gün ben şu yanında,
Gülzar gibi göğsünde, yatıp ölmeye geldim.
Bir sevda, senin bendeki aşkın bu cihanda,
Ölüler beklemez
Düşünürüm.
Düşünürüm’ de derler bana, biraz daha dayan.
Hele kış geçsin güneş açsın, bahar bir gelsin toprak falan ısınsın.
Belki, o zaman!
Ölüm zamanı beklemez, sanki bilmiyorlar bunu.
Ölüm bir hakikat, bunu bilene,
Gelmişse zamanı, kaçılmaz ondan.
İlaç var derman var öldürmez deme,
Zamanı geleni, eder canından.
Ölüm ne seni dinler, ne’ de beni,
İşte bu..
Ilık bir yel yalıyor yüzlerimi uslu, uslu bu sabah
Saçlarım taranıyor esen yelden.
Hülyalar âlemindeyim bu sabah yine ben



Bu şaire henüz hiç kimse yorum yapmadı. İlk yorum yapan sen ol!